Birisi
şiir, edebiyat, bilim teknik, moda, sağlık, müzik, tarih, yemek, gezi, belgesel, sanat, hobi, inanç
20 Aralık 2016
Birisi
Birisi
16 Nisan 2014
Yazarlığa Nasıl Başladım
Otobüsün silecekleri sağa sola hareketler ederken yağmurun hızına yetişemiyor. Yağmur ön camdan hiç eksilmiyor ve şoförü zorluyor gibi görünüyordu. Yolculuk yaparken mutlaka şoför arkasını tercih ederim, yolu takip etme alışkanlığım vardır nedense. Mecbur kaldığımda bir iki sefer arka koltuklara oturduğum olmuştur ama şansımı sonuna kadar kullanırım, hatta yolculuk saatimi değiştiğim olmuştur çoğu kereler bu nedenle. Bir de gündüz yolculuğunu çok sevmem, gece uyumayı tercih edenler çoktur, sessizlik olur otobüste. Fakat gündüz daha bir hareketlilik gözlenir, bu hareketlilik ve sesler hoşuma gitmez. Gece sadece yola bakarım, dikkatimi dağıtacak başka nesneler pek görünmez, bu da benim istediğim şey zaten. Belki de şoförden daha büyük dikkatle izliyorumdur yolu. |
Hayatta Kalabilmek
Hayatta Kalabilmek
Onu gördüğümde siyahın bu kadar siyahını daha önce hiç görmediğimi düşündüm. Karşımdaki koltukta keyifle oturan ve neredeyse koltuğun oturma yeri kadar büyüklüğünde, birçok kolları olan kocaman bir örümcek. Ben ayaklarımı topluyorum, oturduğum kanepede sanki kaybolabilecekmişim gibi büzüşüyor, kendimi saklamaya çalışıyorum fakat nafile. O ise zaten yalnızca bana geldiği için gözleri üzerimde. “Bu sefer gerçek bu, hayal filan değil” Diyorum, tutabilsem tutacak kadar gerçek bir yaratık. Böyle zamanlarda felçli biri gibi kıpırdayamıyorum, üzerime tonlarca ağırlık biniyor ve ellerim ayaklarım kıpırdayamaz oluyor. Görüyorum, duyuyorum, korkuyorum fakat eylemde bulunamıyorum, ses tellerim kesilmişçesine sesim çıkmıyor.
10 Eylül 2013
Kaybolmuş Uygarlıklar, İlkel Dönemler ve Gelecek
(devam bağlantısına tıklayınız)
13 Temmuz 2012
Wendigo - Wendigo başlıklı Makale
Wendigo
Amerikan emperyalizmi dünyayı psikolojik etki altına alabilen güçlü bir yapıya sahip. Doneleri kullanmayı çok iyi biliyorlar. Bunun en güzel ve başarılı örneklerini (Kendileri açısından başarılı) Obama başa geldiğinde gözlemledik. Emperyalizmin tahtına siyah bir misafir oturdu. Büyük değişim rüzgârlarından bahsedildi. Değişim, demokrasi, barış, devrim kelimeleri ile sömürü düzeni dünyaya pazarlandı. Bu oyuna sağ ve sol bütün cepheler destek verdi. Merak edenler o zamanın gazetelerini okuyabilir, her kesimden köşe yazarlarının heyecanlı desteklerini görebilirler.
15 Haziran 2012
Peygamberdevesi
Yaz mevsimi işçileri için yapılan ahşap barakalardan birinin karanlık köşesindeyim. Hepsi birbirinin benzeri sırayla dizilmiş odacıklar. Bazıları iki göz odadan oluşan evcikler. İki odalı olanlar aile olarak çalışmaya gelenler için, bizim aile gibi yani. Ağaçlardan yapılmış duvarlarda tahtalar arasında çoğu yerde boşluklar var. Bu hava aralıkları, dışarıdan odanın içini göstermez ama sanki bir dürbünden bakar gibi içerde olan bir kişi dışarıyı gözlemleyebilir. Sola dayandığım duvarda yine başım sola dönük, bu ahşap aralıkların birinden dışarıya bakıyorum. Az önce epeyce sis vardı çevrede, güneş sisleri kovmaya başladı ve ortalık aydınlanmaya, doğa daha net görünmeye başladı. Ellerimi ve ayaklarımı oynatmaya çalışıyorum fakat yok olmuşlar. Onları hissedemiyorum. Sadece kulaklarım ve gözlerim var, en ufak yaprak hışırtısını bile duyuyorum, ışığın içeriye süzüldüğü o aralıktan dışarıdaki tüm ayrıntıyı görebiliyorum. Gözlerimi ileriye, sağa, sola çeviriyorum ve gördüğüm güzellikleri bir kez daha kendi kendime onaylıyorum ” Evet, bu köy gerçekten güzeldi, ama kimler için?”
05 Mayıs 2012
Hayvanlar Cenneti
Hayvanlar Cenneti
Bu konağa getirildiğim ilk günü hiç unutamam. Herkesin rahatça hareket edebildiği koskoca bir saray da diyebilirim buraya. Benim gözümde öyleydi, evet… Ellerimi kollarımı böyle rahatça sallayabilmek özgürlüğünü yaşamak harika bir duyguydu. Tavanı yüksek değildi ve hep loş bir havası vardı bu konağın. Kendiliğinden oluşan sıcaklığın kaynağını anlayamıyordum. Çünkü gördüğüm kadarıyla burada ısınma için kurulmuş bir teşkilat yoktu ama içerisi hep sıcaktı. Konağın sahipleri, içeriye girdiğim zaman beni yadırgayan gözlerle süzdüler ve benden uzak durdular. İyi karşıladılar diyemiyorum, yüzlerinde bir sıcaklık veya tebessüm hissetmedim. Sanki fazlalıkmışım gibi davrandılar bir müddet. Bana bakıp bakıp aralarında fısıldaşıyorlar ve benimle göz göze gelmemeye çalışıyorlardı. Cesaretli biri sayılmazdım, kendiliğimden yanlarına gidemedim, önce onlardan biri selâm verir diye yine loş bir köşede bekledim. İçlerinden tombulca biri bana doğru iki adım attı, sanki tebessüm eder gibiydi. “Nihayet biri konuşacak benimle.” Diye umutlanmışken birden döndü ve diğerlerinin yanına gitti. Başını onların kulaklarına doğru eğerek “Şehirli, şehirden gelmiş! Baksanıza ne kadar solgun, kansız teni.” diye fısıldadı. Gecenin sessizliği o kadar yüksekti ki fısıltıları kulağımın dibinde hissediyor ve net bir şekilde konuşmalarını duyuyordum. Onun böyle demesi ile konağa geldiğim ilk gün adım da konulmuştu. Artık bu sarayda “Şehirli” diye çağırılıyordum. Daha önce kendime özel bir adım olmamıştı. Artık bir adım, henüz beni yadırgasalar da bir ailem, rahatça hareket edebildiğim bir sarayım vardı.1=ipegin erkeğe haram olması 2=altının erkeğe haram olması 3=zina yapanın taşlanaraköldürülmesi 4=erkek ve kadinin sunnet edilmesi 5=kabir a...
-
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL - Han Duvarları Tahlili HAN DUVARLARI -Osmanzade Hamdi Bey'e- Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakl...
-
New Page 1 "SAKARYA TÜRKÜSÜ" ÜZERİNE BİR TAHLİL DENEMESİ İbrahim TÜZER Türk Milleti'nin bağımsızlığını kazanma...
-
BURSA’DA ZAMAN Bursa’da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdıyan su; Orhan zamanından kalma bir duvar… Onunla bir yaşta ihtiyar çı...