Birisi
Hiç uyanmayan bir ülkenin nöbetteki
çocuklarıydık biz. Asiydik, heyecanlıydık, haklıydık kendimize göre. Film
festivallerinde yarışırdı hayatlarımızı konu alan film türleri. Ödül kazanırdı
bazıları ve insanlar seyrederdi mücadelemizi gözleri kapalı. Gözleri o kadar
sıkı kapalıydı ki çocukların ağladığı sahnelerde, hıçkırıkları kahkaha sesleri
diye algılar ‘’Ne güzel komedi izledik.’’ Diyerek çıkarlardı sinema
salonlarından. Gençliğimizi feda ettik ideallerimize ulaşmak için, nüktedan
romanlara serpiştirdik sosyal içerikli mesajlarımızı. Böylece nöbet nöbet geçti
yıllarımız, nöbet nöbet öldü günlerimiz. Ve sonra sen gerçekten öldün veya ben
gerçekten öldüm.
Artık yalnızlık adımlıyorum senden
sonra, adım ‘Yalnızlıktır’’ Bundan sonra. Rüzgârın geçmiş zamanlara estiği
sokakların müptelâsı oluyorum. Gün gözlerini yumduğunda dalıyorum karanlık
sokaklara. Bir iki cılız sokak lambası şenlendirmeye çalışıyor kaldırımları. İçim
değil, yalnızca gölgem şenleniyor. Bütün zamanlarda genç kalabilen gölgeme baka
baka ihtiyarlığa doğru yürüyor bedenim. Hain yıllar, hain anılar tarafından
sırtımdan bıçaklanırken, evim taze bir gelin olsa ne yazar? Ruhumun evi kır
saçlı, yorgun, kırgın, solgun, ölgün… Bakışlarım kendi gölgeme kurban.
Bizlerden sonra da nöbetçiler
olacak, sonra onlar da ihtiyarlayacak... Sensiz ihtiyarlamak ne zormuş Hayriye.
Derdime dert, yoluma yoldaş, beni erken terk eden arkadaş. Ebedi uykuya özlemle
hayata nasıl tutunabilirim, sensiz neyin mücadelesini verebilirim? Şimşekler çaktığında ‘’ Şimşeklerin yeminini
duydun mu?’’ Diye sorardın. Aşkımıza şahitliğin yeminiydi bu. Yağmur yağdığında
da ben sana sorardım yağmurların yeminini. Bize göre bütün evren yeminli şahidimizdi.
Şimdi her şey kefaret orucu tutuyor.
Kadınım! Seni düşüne düşüne yine geldim
işte çıkmaz sokağın başına, ‘’Birisi’’
Köşemde duruyorum şu an, mezar taşını öptüğüm biricik kadınım. Sakin karanlığın
kaçak sevgili misafirleri oluyor bazen.
Her zaman durakladığım bu köşeye yaklaşırlarken ‘’Birisi var!’’ Diye fısıldıyorlar
gölgeme bakarak. Kadın değil, erkek değil, genç değil, yaşlı değil…’’Birisi’’
Olduğum köşedir bu çıkmaz sokağın köşesi. Beni sana yakınlaştıran en leziz kelime
’’Birisi’’ kelimesi. Kavuşmayı bekliyorum, bekliyorum selâm okunsun diye, selâmı
duyanlar ‘’ Birisi ölmüş.’’ Desinler diye.
Müjgân Akyüz Dündar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder