ilginc etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ilginc etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

08 Ağustos 2021

Orman Betonlaşma Çevre Bölüm Beş

 


KONU İLE İLGİLİ DİĞER BÖLÜMLER İÇİN TIKLAYIN

Önceki bölümlerde alıntılar yaptığımız rapordan önemli bölümleri paylaşmaya devam ediyorum.


“İklim Değişikliği, Doğal Kaynaklar, Ekolojik Denge, Enerji Verimliliği ve Kentleşme Komisyonu”, sözü edilen soruna yönelik olarak mevcut durumu, sorunları, stratejileri geliştirmiş, eylem planları önermiş, göstergeleri belirlemiştir. Şüphesiz ki, bu öneriler gözden geçirilmeli, rafine edilmeli ve toplumsal katkılar sağlanmalıdır. Sürdürülebilir kentlerin ortaya çıkabilmesi, mevcut kentlerin dönüştürülmesini ve yeni kentsel gelişmelerin de sürdürülebilir kent ilkelerine uygun yapılmasını gerektirmektedir. Sürdürülebilir kentler aşamasına geçebilmek, mevcut sistemlerle pek mümkün görülmemektedir. İmar planları, kirletici bir kent ve yapılaşmaya neden olmaktadır. Mevcut alt yapı sistemleri, yapılaşma koşulları ve pratiği, kullanılan enerji türleri, sanayiler, ulaşım, ısıtma ve soğutma, enerji üretim sistemleri, hemen her şey kentlerin kirlenmesinde etkili olmaktadır. Kirlenmeye neden olan eğitim, planlama ve örgüt yapıları mevcuttur. O halde ne yapmalı, bu devasa sorunları nasıl çözmeli? 


Her şeyden önce, kentleşme, yapılaşma ve enerji konuları gözden geçirilmelidir. Kritik nokta ise “örgütlenme ve finansmandır”. Mevcut mevzuat ve finansman yapısı, gerçek bir kentsel dönüşüm için yetersizdir, hatta imkânsızdır. Bu durumu dikkate alan Komisyonumuz, “sürdürülebilir kentler” için yeni stratejileri, yeni yasa ve yönetmeliklerini, yeni finansman sistemlerini geliştirmeyi ve devreye sokmayı önermektedir. Bu konuda somut ve Türkiye şartlarında kolaylıkla uygulanabilir sistemleri ve uygulamaları önermektedir. Bu öneriler, dünyadaki gelişmeler, Avrupa Birliği, uluslararası sözleşmeler ve yükümlülükler dikkate alınarak önerilmiştir. 


En büyük tehlike ise mevcut bürokrasinin hantal yapısı, direnci ve çıkar çevrelerinin açık ve gizli oyunlarıdır. Bu konularda daha hızlı yol alabilmek ve direnişleri aşabilmek için, üniversitelerle işbirliği yapılması yoluna gidilmelidir. 


 Diğer önemli bir engel, bir Güneş Ülkesi olan Türkiye’de, yenilenebilir enerjilerin kullanılır hale getirilmemesidir. Enerjide % 75 oranında dışa bağımlılık sürmektedir. Çok yüksek kapasitesi olan temiz ve doğal enerji kaynakları devreye sokulmamış, güneşten, rüzgârdan,  biyoenerjiden yararlanma gelişmemiştir. Yeni teknolojiler geliştirilememiş, yeni sanayiler kurulamamıştır. Sürdürülebilir kentlere geçmenin öncelikle gerekli olan, olmazsa olmaz şartı, “yenilenebilir enerjiler” devreye sokulamamıştır. Bu nedenle çok önemli bir darboğaz söz konusudur. Bütün bu olumsuz durum ve şartlar içinde dahi, Türkiye’de “Sürdürülebilir Kentler’ aşamasına geçmek mümkündür.'


'Komisyonun önceliği, kentlerde temiz enerjiler döneminin başlatılmasıdır. Sürdürülebilir kentlerde önceliğin, temiz enerjilere verilmesi konusunda fikir birliği oluşmuştur. Bu amaçla, yenilenebilir enerjiler konusunda uzun vadeli hedeflerin belirlenmesi, kısa vadeli eylem planları yardımıyla uygulamaların ivedilikle başlatılması önerilmektedir. Bu amaçla, uzun vadeli “Kent Enerji hedeflerinin” belirlenmesinin önemine dikkat çekilmektedir;

 Birinci aşama, 2020 yılı hedefleri olarak: 

 • Kentlerde sera gazı emisyonlarının % 20 oranında azaltılmasını, 

• Fosil enerjileri payının aynı sürede % 20 oranında azaltılmasını, 

• 2020 yılında %20 oranında temiz enerjilere geçilmesi, 

• %20 oranında, Enerjide tasarruf yapılması'


''planlama, alt yapı, örgüt ve mevzuat değişikliği kararlarının cesurca alınması önerilmektedir: Bu amaçla:

 c- Yenilenebilir Enerjilerin Kentlerde Üretilmesi 

 • Kentlerde doğal enerji potansiyelinin belirlenmesi, 

• Güneşe uygun planlama yapılması, 

• Yenilenebilir enerji santralleri kurulması, 

• Güneş mimarisinin başlatılması, 

• Bireysel enerji üretiminin başlatılması, 

• Yasal alt yapının oluşturulması, 

• Çift saat sistemine geçilmesi,

 • Kw başına teşvik verilmesi, (yaklaşık 0.20 cent/kw) önerilmektedir. 

d- “Sürdürülebilir Kentler” İçin Önerilen Yasa ve Yönetmelikler Yasalar 

• İklim Değişikliği Yasası (Karbon ile ilgili konular dahil) 

• Ulusal Sürdürülebilir Mekânsal Stratejiler: milli fiziki plan ve çevre düzeni planı yerine  

• Sürdürülebilir Yerleşimler Yasası: çevre duyarlı kent planlama modeli. Anahtar Kavramlar: yaşanabilir yerleşimler, enerji etkin planlama, peyzaj planlaması, doğal kaynaklara/varlıklara duyarlı planlama, güneşe ve iklime duyarlı yaklaşım, biyoçeşitlilik, su ve toprak duyarlı planlama 

• Yenilenebilir Enerji Araştırma, Planlama ve Uygulama Merkezi Yasası 

• Güneş Mimarisi Yasası Yönetmelikler 

• Sürdürülebilir Yerleşimler Planlama Yönetmeliği 

• Kentler İçin Güneş ve Yenilenebilir Enerji Yönetmeliği 

• Kentlerde Doğal Varlıkları Koruma ve Kullanma Yönetmeliği: Su Toprak, Biyoçeşitlilik 

• Kentlerde Çevre Kirlenmesi ve Yönetimi Yönetmeliği 

• Kentlerde Yenilenebilir Enerji Üretimi Yönetmeliği 

• Temiz Ulaşım Sistemleri Yönetmeliği e- Finansman Destekleri ve Örgütlenme 

• Sürdürülebilir Yerleşimler Araştırma, Planlama ve Uygulama Merkezi’nin oluşturulması (konuyla ilgili eşgüdüm ve örgütlenme konularının ele alınacağı, ilkelerin belirleneceği ve Bilgi Bankası’nın yer alacağı bir merkez) 

 • Karbon Fonu Kurulması, 

• Yerleşimler için Yeşil Fon kurulması, 

• Kamusal teşvik tedbirleri ve AB fonlarından yararlanılması, 

• Özel sektörün etkin katılımı için gerekli alt yapıların oluşumu, 

• Bireysel enerji üretiminin ve çift saat sistemlerinin teşvik edilmesi f- AR-GE ve Eğitim 

• Yenilenebilir Enerji AR-GE ve Uygulama Merkezinin oluşturulması 

• Yeni Teknolojilerin geliştirilmesi, 

 • Yeni sanayilerin kurulmasının teşvik edilmesi, (örn. PV, rüzgâr, biyoenerji) 

• Üniversitelerle İşbirliği ile eğitim programları yapılması, 

• Türkiye için örnek, stratejik projeler yapılması, 

• Eğitim programları (üniversite ve meslek eğitimleri) geliştirilip uygulanması 

• Toplumun farklı katmanlarının konuyla ilgili bilgilendirilmesi ve ilgili kurum ve kuruluşlarda kurum içi bilinçlenmenin artırılması için eğitim programlarının hazırlanması; basın yayın kuruluşları aracılığıyla bilgilendirme yapılması önerilmektedir.''


Çalışmanın  geniş bir bölümünde ülkemizde bölgelere göre iklim değişiklikleri, yağış miktarları gibi istatiksel bilgiler yer almaktadır. Sorun tespitlerinden sonra ilk etapta 2020, ikinci etapta 2050, üçüncü etapta 2100 yılına kadar;

 yapılması gereken hazırlıklar, çıkması gereken yasalar, yönetmelikler gibi öneriler devam etmektedir.

Devam edecek... Sağlıkla kalın...

Orman Betonlaşma Çevre Bölüm Dört

 DİĞER BÖLÜMLER İÇİN TIKLAYINIZ

Yine şüpheli yangınlar, statüsü değiştikten 5 ay sonra yangın oldu. Karadeniz ikliminin Eylül serinliğinde üstelik.


Bafra, Alaçam, Engiz (19 Mayıs) Kuş Cenneti, yangın sonrası kıyılar

Bafra, Alaçam, Engiz (19 Mayıs) Kuş Cenneti, yangın sonrası kıyılar

2009 yılı çok kapsamlı şûra raporlarının ertesinde, alınacak tedbirler ve yapılması gerekenler detaylı olarak açıklandıktan sonra (Rapordan alıntılara devam edeceğim) ülkemizde olumlu beklentilere girmemiz gerekiyordu. 

Oysa durum tam tersine işlemeye devam etti. Özellikle kendi bölgemi ilgilendiren bu olayı paylaşmadan geçemezdim. 

21 Nisan 2020 Resmi Gazete Sayı: 31106

Kesin Korunacak Hassas Alan olarak tescil edilen deltanın alanı daraltıldı, kalan alanların inisiyatifi  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bırakıldı. 

Bakanlık bir bölgeyi kontrollü kullanım alanı olarak tanımladı.

Peki kontrollü kullanım alanı nedir? Orada ne yapılabilir? 

_Ham Petrol ve Madencilik

- Enerji Endüstrisi, Ulaşım, Altyapı ve Kıyı Yapıları

- Metallerin Üretimi ve İşlenmesi

- Mineral, İnşaat Malzemeleri Endüstrisi

- Kimya Endüstrisi

- Ağaç ve kâğıt endüstrisi

- Atık Yönetimi

- Gıda Endüstrisi

- Tarım, Su Ürünleri ve Yetiştiriciliği Tesisleri

- Atık su arıtma tesisleri.

- Hurda işlem tesisleri

- Sigara fabrikaları

- Tuz işletmeleri.

- Biyodizel üretim tesisleri.

- Asfalt üretim tesisleri.

- Hava taşıtları onarım tesisleri. Golf tesisleri 

Toplu halde projelendirilen konutlar (200 konut ve üzeri).

Turizm konaklama tesisleri (100 oda ve üzeri oteller, tatil köyleri, turizm kompleksleri ve benzeri).







Çevreci gruplar bu alanları takibe aldı. İnşallah doğal yaşam savaşı kazanır ve oradaki canlılar özgürce yaşarlar.


Gelecek yazılarda yangın alanlarına yapılan 15 turistik tesis hakkında bilgiler vereceğim. Öyle durumlar var ki, bazı tesisler alanlarını ilave yangınlar ile tekrar büyütmüşler. Yangın olduğunda tesislerde alınan önlemler sayesinde tesislere tek bir kıvılcım düşmüyor, ancak çevresinde tam ihtiyaçları kadar alan yanıyor. Fotoğraflarını, haritalarını ekleyeceğim.

Bu durum şunu da gösteriyor, esasında önlem alındığında istenilen alanlara yangın zarar vermiyor. Yeter ki önlem alınsın...


Bu bölümde Bilim insanlarının raporlarına sıra gelmedi. Zaten onların tavsiyelerini kimsenin dinlemediği ve rant politikasına yenik düştükleri de ortada maalesef.

Allah ülkemize insaflı yöneticiler ve çalışanlar, gözü tok iş adamları nasip etsin, inşallah gelecek günlerde bu zararlar telafi edilir.

Sağlıkla kalın...

Orman Betonlaşma Çevre Bölüm Üç


İLGİLİ BÖLÜMLER İÇİN TIKLAYINIZ

 

2009 yılındaki şûra raporunu hazırlayanlar ve raporu içeren konu başlıklarını tanıtım amacı ile veriyorum. Ben yalnızca özet ve öneriler bölümlerinden alıntılar yapacağım. Esasen beni bu rapora ne kadar uyulduğu veya uyulmadığı, hangi önlemlerin alındığı, önerilerin yerine getirilip getirilmediği ilgilendiriyor. 

T.C. BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANLIĞI

KENTLEŞME ŞÛRASI 2009

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, DOĞAL KAYNAKLAR, EKOLOJİK DENGE, ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE KENTLEŞME KOMİSYONU


Komisyon üye listesi 

BAŞKAN DOÇ. DR. ÇETİN GÖKSU ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 

BAŞKAN YRD. DR. KUMRU ARAPGİRLİOĞLU BİLKENT ÜNİVERSİTESİ 

BAŞKAN YRD. PROF. DR. TULUHAN YILMAZ TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI

 RAPORTÖR ŞEHİR PLANCISI ZÜMRÜT KAYNAK BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

RAPORTÖR Y. ŞEHİR PLANCISI GÜLRAN DURUKAN BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

RAPORTÖR METEOROLOJİ MÜHENDİSİ FIRAT ÇUKURÇAYIR ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

RAPORTÖR ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ NESRİN ÖZCAN ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

ÜYE UZMAN ARAŞTIRMACI ASLI SÜHA DÖNERTAŞ BAŞBAKANLIK TÜBİTAK BAŞKANLIĞI 

ÜYE DR. BÜLENT SÖNMEZ TARIM VE KÖY İŞLERİ BAKANLIĞI TARIMSAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

ÜYE BAŞKAN CELAL ERGÜN TEMA 

ÜYE ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ GÖKÇE ERTÜRK ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

ÜYE ŞEHİR PLANCISI GÖKMEN YALÇIN DOĞA DERNEĞİ 

ÜYE PROF. DR. / DEKAN İBRAHİM GÜRER GAZİ ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ 

ÜYE UZMAN İZZET ARI BAŞBAKANLIK DPT SOSYAL SEKTÖRLER VE KOORDİNASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

ÜYE ÇEVRE MÜHENDİSİ MEHMET GÖLGE TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI 

ÜYE ŞUBE MÜDÜRÜ MUSTAFA KAYA ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

ÜYE ŞUBE MÜDÜRÜ NESRİN ÖZDEMİR İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 

ÜYE ŞEHİR PLANCISI NİHAN ŞAHİN HAMAMCI ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇED VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

ÜYE YRD. DOÇ.DR. NİLGÜN GÖRER TAMER TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI 

ÜYE DR. NURAN TALU KÜRESEL DENGE DERNEĞİ 

ÜYE PROF. DR. SALİHA E. AYDEMİR KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 

ÜYE UZMAN SEBAHATTİN DÖKMECİ ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

ÜYE DEKAN YRD. SELMA ÇELİKYAY ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ 

ÜYE UZMAN SEMA BAYAZIT BAŞBAKANLIK DPT SOSYAL SEKTÖRLER VE KOORDİNASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 

ÜYE Y. MİMAR ŞENOL AYDIN KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 

ÜYE DAİRE BAŞKANI TAHSİN CENGİZ KAMAN ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÖZEL ÇEVRE KORUMA KURUMU BAŞKANLIĞI 

ÜYE PROF. DR. TUNCAY NEYİŞÇİ ANTALYA KENT KONSEYİ 

ÜYE DAİRE BAŞKANI YUSUF YILDIZ BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANLIĞI YAPI İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ


İÇİNDEKİLER

 I. GİRİŞ 6 

1.1 Komisyonun Genel Çerçevesi ve Sorunun Tanımlanması 7 

1.2 Komisyonun Çalışma Yöntemi 10 

1.3 Komisyonun Öncelikleri ve Kararları 10 

 II. MEVCUT DURUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ 13 

2.1 İklim Değişikliği 13 

2.1.a Türkiye İçin İklim Değişikliği Kestirimleri 16 

2.1.b Dünyada İklim Değişikliğini Hafifletme ve Uyum Çalışmaları 18 

2.2 Yenilenebilir Enerjiler 22 

2.2.a Türkiye’nin Doğal Enerji Potansiyeli 24 

2.2.b Enerji Verimliliği 26 

2.3 Doğal Kaynakların Sürdürülebilirliği 28 

2.3.a Mevcut Durum Değerlendirmesi 28 

2.3.b Su Kaynaklarının Kullanımı 30 

2.4 Çevre Kirliliği ve Kaynak Yönetimi 32 

2.4.a Mevcut Durum Analizi 33 

2.5 İklim Değişikliği, Doğal Kaynaklar, Ekolojik Denge, Enerji Verimliliği ve Kentleşme Komisyonu GZFT Analiz Tablosu 36 

III. SORUN ALANLARI, STRATEJİLER, EYLEMLER VE GÖSTERGELER 42 

Sorun Alanları 42 

Sorunlar Listesi 48 

Stratejiler 50 

Stratejiler Listesi 58 

Eylemler ve Göstergeler 61 

Eylemler ve Göstergeler Listesi 76 

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ 89 

RAPOR ÖZETİ 96 

SORUN ALANLARI, STRATEJİLER, EYLEMLER VE GÖSTERGELER TABLOSU 99 

EK- KÜRESEL ISINMA, ETİK SORUNLAR VE SORUMLULUKLAR 112 

KAYNAKLAR 117


alıntı 1

''İklim değişikliği nedeniyle, dünya büyük bir kaosa sürüklenmektedir. Son yıllarda yapılan ölçümler, iklim değişikliğinin ve buna bağlı olarak “Küresel Isınmanın” giderek arttığını kanıtlamaktadır. Ülkemizde yapılan ölçümlerde de, iklim değişikliğinin bütün dünyayı olduğu gibi, Türkiye’yi de etkisi altına almaya başladığını göstermektedir.''


alıntı 2

''Türkiye’nin ne yapması gerektiği açık ve net olarak görülmektedir. Öncelikle “iklim değişikliği” ve “küresel ısınma” gerçeği kabul edilmelidir. BM İklim Değişikliği Sözleşmesi ve Kyoto Protokolünün Türkiye tarafından imzalanmış olması olumlu bir adımdır, ancak bu yeterli değildir. Türkiye, uluslararası çalışmalara paralel olarak, kendi halkı ve ülkesi için etkin bir “İklim Politikası” geliştirmeli ve uygulamalıdır. İklim politikası demek, ülkenin bütün kaynaklarını ve olanaklarını, “İklim değişikliğine” karşı değerlendirmek demektir. Bir anlamda Türk halkının geleceğinin, iklim politikasının  etkinliğine ve başarısına bağlı olacağı dikkate alınmalıdır. İklim politikasının iki ana konusu vardır: 

a. İklim değişikliğinin durdurulması

 b. İklim değişikliğinin yaratacağı olumsuzluklara karşı önlemler alınması. 

Bütün çalışmaların, paralel yürütülmesi şarttır çünkü iklim değişikliği önlemler alınsa da yaşamı olumsuz etkilemeye devam edecektir. Diğer taraftan küresel iklimin kısa vadede durdurulması söz konusu değildir. Ancak, değişikliğin uzun vadede durdurulması için şimdiden etkin tedbirler alınması ve uygulanması zorunluluğu vardır. Bu nedenle, Türkiye’nin uzun vadeli hedefi, “küresel ısınmanın durdurulması için” bütün dünya ile birlikte ve vakit kaybetmeden etkin önlemler almaya başlamasıdır.''


alıntı 3

''Modern Kentler, Sürdürülebilir Kentler 

Bugün dünyada ve Türkiye’de uygulanan kent planlama yaklaşımı, birçok açıdan yanlıştır ve ortaya çıkan kentler, yukarıda belirtilen küresel iklim değişikliğinin ve çevre kirlenmesinin odakları haline gelmişlerdir. Gerçekten de modern dediğimiz kentler “modern” olmaktan uzaktır. Aşırı çevre kirliliğine, doğal varlıkların tahrip ve yok edilmesine, yaşam için çok önemli olan suyun, toprağın, kirletilmesine, biyo-çeşitliliğin, ormanların azalmasına, tarım topraklarının amaç dışı kullanılmasına, hava kirlenmesine, kentlerde zehirli ve “yaşama uygun olmayan ortamların” oluşmasına neden olmaktadır. Yanlış üretim sistemi, yanlış kentleşme, yanlış planlama yöntemleri, yanlış yapılaşma biçimleri kentlerin olumsuz gelişmesine neden olmuştur, olmaktadır. Küresel İklim değişikliğine neden olan gaz emisyonlarından da, ağırlıklı olarak (%70-80 oranında), kentler sorumludur. 

Modern kentler tehlikelidir ve kendi ürettiği atıklarla tehlikededir. Çünkü atık üreten, atıklarıyla çevreyi kirleten, kirlettikleriyle de yaşamı olumsuz etkileyen sistemlere dönüşmüşlerdir. Uzun vadede kirletici kentlerden kurtulmak, onları temiz kentlere dönüştürmek zorunluluğu vardır. Kentlerdeki kirletici odakların ortadan kalkması, atık üretmeyen kentler sistemlerine geçilmesi gerekmektedir. 

 Türkiye’nin ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığının uzun vadeli hedefi, kirli modern kentler sisteminden, temiz, doğal, “Sürdürülebilir Kentler” aşamasına geçmek olmalıdır. Bu nedenle de yöneticilere, siyasilere ve devlet kurumlarına önemli görevler ve sorumluluklar düşmektedir''

************

Şûra tanıtım bilgisi epey yer kapladığı için raporun diğer önemli bölümlerini paylaşmaya yine bölümler halinde devam edeceğim. Bölümler tamamlandığında bu konuda ülkemizde hangi çalışmalar yapılıyor, başka bir kitaptan onu da paylaşacağım inşallah.

Sağlıkla kalın

07 Ağustos 2021

Orman Betonlaşma Çevre Bölüm İki

 DİĞER BÖLÜMLER  İÇİN TIKLAYIN




2017 yılında hasar görmüş, yanmış ve tamamen yok olmuş olarak kategorilere ayrılmış Orman Yangını haritasını görüyoruz.


Önceki yangın alanlarından hiç ders alınmadığını, hazırlık yapılmadığını bu sonraki haritadan anlıyoruz. Aynı alanlarda tekrar yangınlar çıktığı gibi, bu alanlara ilave olarak başka illerden ormanlık alanlar bile bu haritaya ilave olmuş, Yanan  Alanlar Haritası bir yıl sonra dahi bu şekli almıştır. Günümüz 2021 yılını düşünmek dahi istemiyorum. Durum ülkemiz için çok vahimdir, veriler Bakanlık verileridir. 

Şimdi bu vahim duruma bir ara verip, Finlandiya'da yapılan bir deneyden size bahsetmek istiyorum. 


''Finlandiya’da gerçekleştirilen yeni bir deneyde normalde çakıl ve betondan oluşan oyun

 alanları bulunan yedi kreşten dördünde bu alanlar çimen ve orman tabanına benzeyen bir

 bitki örtüsü ile kaplandı. Diğer üç kreş ise olduğu gibi bırakıldı. Ayrıca deneye dahil edilen

 üç kreş ise öteden beri doğal malzeme ile döşeli oyun alanlarına sahipti. Denemenin

 başında ve dört hafta sonunda 3 – 5 yaş arası 75 çocuğun deri ve bağırsaklarında yaşayan

 mikropları inceleyen araştırmacılar doğa ile temas etmesine izin verilen çocukların beton ve

 çakıl oyun alanlarında oynamayı sürdüren akranlarına göre hem bağırsak hem de

 derilerindeki mikrop topluluklarında çeşitliliğin arttığını gördüler. Dahası, bu çocuklardaki

 yeni mikrop toplulukları, eskiden beri doğal alanda oynayan akranlarında görülenlere

 benziyordu – hem de sadece 28 gün sonunda! Ek olarak, çocukların kan örneklerini de

 inceleyen araştırmacıların bulgularına göre dört haftalık doğal ortam deneyimi yıllarca

 süren beton muamelesinin izlerini tamamen silmese de özellikle bağışıklık siteminin

 sağlıklı işlemeye başladığına işaret eden veriler dikkat çekmekte.''

Gelişmiş ülkeler kişi başına düşen yeşil alan miktarını sürekli artırıyor ve bütün projelerini buna göre hazırlıyor. 

Şimdi tekrar bizim ülkemizdeki örneklere dönelim.



Uydudan yangın öncesi ormanlık görünümü



Yangın sonrası yarımadanın ortasında yanmış orman görüntüsü


Betonlaşma başlayınca yalnızca yanan yer değil, yangından hiç zarar görmemiş ormanların bile yok edilip yerine binalar konduğunu görüyoruz.





Ülkemizde ilk kez; ''Ne kadar bina, o kadar yangın alanı!'' Diye bir söylem gündem oluyor ve olay halkın tepkisini çekiyor.

Konu ile ilgili gündeme düşen birkaç haber;


 orman yangını sonrası kurulan oteller listesinde bulunan oteller

amara island elite

titanic otel

 lujo otel

güvercinlik'teki titanic resort 

*****************************************************

Bodrum’da 10 yıl önce çıkan büyük yangında küle dönen 250 dönümlük ormanlık arazi, dönemin hükümet yetkililerinin “Ağaçlandırılacak” açıklamalarına rağmen imara açıldı. 

Muğla’nın Bodrum ilçesi Güvercinlik Koyu’nda bulunan Pina Yarımadası’nda 2007 yılında çıkan büyük yangının ardından yapılaşma hız kesmeden devam ediyor. 2007 yılında koruma altındaki Halep çamlarının da bulunduğu ve farklı noktalardan çıkan yangında 238 hektarlık alan yanarak küle dönerken, AKP Antalya Milletvekili ve dönemin Muğla Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, “Burası kesinlikle imara açılmayacak ve tekrardan yeşillendirilecektir” demişti. 

Ancak yapılan bu açıklamalara rağmen Pina Yarımadası’nda bugün itibari ile 10 katlı 4. otelin inşaatı devam ediyor. 2008 yılında, 80 dönümlük arazinin tahsisini alan çeşitli şirketler, Pina Yarımadası önündeki körfezde yapacakları oteller için bu alanları molozlarla doldurdu. Denize dökülen molozlar çıkarılmazken AKP döneminde aldığı kamu ihaleleri ile dikkat çeken Çankırı İnşaatın yaptığı Amara Island Bodrum Elite adıyla 5 yıldızlı ilk otel faaliyete geçti. Amara Otelin ardından 1298 yataklı ve 556 odalı, Güvercinlik Enternasyonal Otelcilik tarafından yapılan Titanic Otel ve La Balance Otel inşaatları tamamlandı. Bölgede Model İnşaat tarafından yapılan Ksanta Resort Bodrum projesi de devam ediyor. Devam eden projelere ait inşaat alanlarında bilgilendirme tabelasının yer almaması dikkat çekerken, Derelerin Kardeşliği Kurucu Başkanı Avukat Remzi Kazmaz, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile AKP’li vekillerin yangından sonra kesinlikle otel inşaatına izin vermeyecekleri yönündeki açıklamalarını hatırlattı. 


‘ÖNCE ORMANLAR YAKILIYOR, SONRA İNŞAAT YÜKSELİYOR’

Pina Yarımadası ile ilgili başlatılan hiçbir yasal süreçten sonuç alamadıklarını belirten Kazmaz, “Hep bu olayın önü sihirli bir güç ile tıkanmaktaydı sanki. Çünkü Pina’nın hukuki hiçbir yanı yoktu. Pina’da şu an hukuk üzerinden hiçbir hukuki dayanağı olmayan bir cehennem inşa ediliyor” dedi. Bodrum’u yok etmeye çalışan gizli ellerin olduğunu savunan Kazmaz, “Bodrum’da önce ormanlar yakılıyor arkasından ‘Turizm Teşvik Kanunu’na’ göre burada oteller yapılarak turizme hizmet ettiklerini savunuyorlar. Bir gece yarısı Bodrum’da bir gelenek haline gelen yangınla Pina yok edildi. Bodrum’da her yıl onlarca yangın çıkar. Bazıları kaza diye tutanaklara geçer bazıları da faili meçhuldür. Faili meçhuller arasında yer alan Pina Yarımadası’ndaki o yangın çıktıktan hemen sonra bakanlık tarafından inşaat için tahsis edildi. İki kattan fazla asla imara izin verilmeyen Bodrum’da, şu anda 10 katlı rezidans oteller şu faili meçhul yangının olduğu Pina Yarımadası’nda yükseliyor” diye konuştu. (Muğla/DİHABER)


***************************************************

Amara Island Bodrum Elite adıyla bugün faaliyette olan arazinin tahsisi Çankırı İnşaat'a devredildi ve bu şirket, Güvercinlik Koyu'nda beş yıldızlı oteli hizmete açtı. Ankara merkezli Çankırı İnşaat, AKP döneminde aldığı kamu ihaleleriyle dikkat çekiyor.

“Kimin yaptığını dahi bilmiyoruz”

Mimarlar Odası Muğla Şube Başkanı Osman Köseoğlu, yapımı devam eden otellerin özellikle ikinci bölümüyle ilgili kendilerine hiçbir bilgi verilmediğini söyledi. Sadece ruhsatının gönderildiğini söyleyen Köseoğlu, "Ruhsat süreçlerinde neler oldu, ÇED raporu var mıdır, yok mudur, bilgi alamıyoruz. Burasının kime ait olduğunu dahi bilmiyoruz. Birinci bölümde hukuk ihlali yapıldı ama ikinci bloklarda bir hukuka uydurma söz konusu. İlk binalar 5 kat üzerinden yapıldı. Oranın imarı üç kata kadardı” dedi.

"Kim bu sihirli güç"

Çevre Koruma Platformu üyesi Av. Remzi Kazmaz ise dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Bodrum kıyılarında bürokrat ve işadamlarıyla yatla gezdiğini hatırlatarak, “Bu binaların yükselmesi bir tesadüf müdür? Pina Yarımadası'nda yapılan bu binaların hukuka aykırı gidişatına hiç kimse dur diyemedi. Bunca şikâyetin cevabı alınamadı. Kim bu sihirli güç?” diye tepki gösterdi.

CHP Muğla Milletvekili Akın Üstündağ da, otel inşaatlarını TBMM gündemine taşıdı. Üstündağ, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na şu soruları yöneltti: “Otel inşaatlarının bulunduğu alan, orman yangını olan yerlerden midir? Söz konusu turizm tesisi kurulması, Anayasa'nın 169. maddesine aykırı değil midir?”

***************************************************

Asıl olay şimdi başlıyor, niye mi? Çünkü bakanlığa en ince detaylarına kadar yangın önlemleri, yeşil alanların artırılmasının önemi, kullanılması gereken enerji türleri vs gibi birçok konularda araştırmalar rapor olarak sunulmuş, yetkili üniversite bölümleri ve hocaları çalışmalarını rapor halinde sunmuşlar. Raporu incelediğinizde göreceksiniz, bahsi geçen hiçbir konuda çalışma yapılmamış. 

Üçüncü bölümde rapor içeriklerine başlayacağım inşallah.
Sağlıkla kalın

Ormanlar Betonlaşma Çevre Bölüm bir

 

İLGİLİ BÖLÜMLER İÇİN TIKLAYIN

Orman yangınları bahsi geçtiğinde benim ilk aklıma gelen ormanları barınak yapmış 

hayvanlarımızdır. Onlar doğanın koruyucuları, düzenleyicileri, fedaileridir. Umudumuz 

onların yaşamlarının devam edebilmesi, türlerinin yok olmamasıdır. Onlar görevleri 

bakımından  insan ırkının devamının koruyucularıdır aynı zamanda. 

Bazı insanlar ise bunun idrakinde olmayıp hırs ve arzularına yenilerek bile isteye çevreye 

zarar vermektedirler. 


Böyle bir girizgahtan sonra bu bloğumda bölüm bölüm olarak; ormanlar, ağaçlarımız, 

betonlaşma,  yıllara göre betonlaşma oranları, yıllara göre yok edilen ormanlar oranları, 

yerlerine yapılan yerleşim ve tesisler oranları  hakkında bilgi  ve grafikler paylaşacağım.

Dünya ülkeleri ile bizim ülkemiz arasında kişi başına düşen yeşil alan oranları raporlarını 

vereceğim. Rapor Orman Bakanlığına sunulan üniversitelerin ilgili bölümleri tarafından 

hazırlanmış, ne gibi önlemler alınabileceğini dahi sunmuştur. Kitapların PDF adreslerini 

verdiğimde  konuyla ilgili olanlar daha uzun uzun ve detaylı bilgilere ulaşabilirler. 


Uzun yazıları özelliklede günümüz kısa mesaj alışkanlığı ile büyümüş gençlerimiz 

maalesef okumuyorlar. Yalnız onlar değil elbette toplum olarak okuma, araştırma, yeni 

şeyler öğrenme olarak  çok eksiklerimiz var. 


Bu nedenle öncelikle kısa kısa bölümler halinde raporlardan alıntılar yapacağım. Bölüm 

serisini  bitirdiğimde ise elimdeki PDF kitapların paylaşım adreslerini vereceğim.

Bölümlerin uzun olmaması için bu giriş bölümünü burada bitiriyorum.

Sağlıkla kalın...


19 Haziran 2021

İlk Türk uçağının uçuşu nasıl ne zaman


 İlk Türk uçağının uçuşu, Sultan Mehmed Reşad'ın 27 Nisan 1912 tarihindeki cülus töreninde yapılmıştır. 

    Bir Fransız Okulu olan Bleriot uçuş okulundan 1912 yılında mezun olan Yüzbaşı Feza ve Teğmen Kenan Bey, Tayyare mektebinde göreve başlamışlardı. Bu iki pilotun, Fransa'dan yeni alınan Deperdessin marka iki adet çift kişilik bir uçakla deneme uçuşu yapmalarına karar verilmişti. Fakat şiddetli bir fırtına sonucu Yeşilköy'de bulunan uçakların üzerindeki sundurmalar yıkılarak, uçaklar kullanılmayacak hale gelmişti. Bu nedenle alınan bu ilk uçaklar uçurulamamış, bunun üzerine birkaç ay sonra, Fransız uçak fabrikasıyla yapılan sözleşmeyle 30.000 franka yeni bir uçak satın alınmıştı. Uçağın 27 Nisan'da yapılacak olan cülus törenindeki şenliklere katılması isteniyordu. 26 Nisan'da pilot Gordon Bell idaresinde İstanbul'a gelen uçak, Yeşilköy'den havalanarak İstanbul üzerinde 45 dakikalık bir deneme uçuşu yaptı. Cülus törenine katılmak için gelen Mehmed Reşad, törenin yapılacağı yer olan Hürriyet-i Ebediye tepesine (Okmeydanı) ulaştığında Gordon Bell tarafından kullanılan uçak da 13.20'de Yeşilköy'den havalanmış, 13.30'da tören alanına ulaşarak tören kıtaları üzerinde resmi geçite katılmıştır. 


03 Haziran 2021

Hikaye Yolumuzdaki Engeller


 Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak diye başlamış beklemeye. 

Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer gelmişler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girmişler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirmiş. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu.    

Sonunda bir köylü çıkagelmiş. Saraya meyve ve sebze getiriyormuş. Sırtındaki küfeyi yere indirip iki eli ile kayaya sarılmış ve ıkına sıkına itmeye başlamış. Sonunda kan ter içinde kalmış ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereymiş ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu görmüş. Açmış ki bir de ne görsün, kese altın doluydu. Bir de kralın notu varmış içinde. 

        "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral. 

        Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders vermişti. 

        "Her engel, hayat şartlarımızı daha iyileştirecek bir fırsattır." 


30 Mayıs 2021

Mata Hari kimdir hayatı

 İLGİLİ ŞARKI VE ÇEVİRİLERE BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ

Yüzlerce Erkeğin Aşık Olduğu, Ancak Mutluluk Nedir Bilmeyen Casus Mata Hari‘nin Hikayesi

Bundan tam 144 yıl önce, 7 Ağustos 1876 tarihinde 20’nci yüz yılın belki de en gizemli kadını dünyaya geldi… İşte Mata Hari’nin hikayesi.

25 Mayıs 2021

Bir doğum hikayesi safkan belgeseli

 


Malatya Sultansuyu Harası’nda yaşayan safkan atların doğum, bakım ve yetiştirilme sürecine tanıklık edeceğimiz “Safkan”, TRT Belgeselde!




Kurt belgeseli

 


Yaban hayatı konusunda oldukça zengin olan Anadolu, bünyesinde barındırdığı birçok hayvan türünün yanında kurtlara da ev sahipliği yapıyor. Avrupa ve Kuzey Amerika’da yaşayan cinslerle türdeş durumdaki Anadolu kurtları, halk arasında “gri kurt” veya “bozkurt” olarak biliniyor. Bu hayvanların yaban hayatındaki mücadelelerini, insanlarla iletişimlerini, avlanma alışkanlıklarını ve daha birçok yönünü keşfedebileceğiniz “Kurt” belgeseli TRT Belgeselde.



Gizemli tarih Göbeklitepe TRT belgesel

 


Prof. Dr. Hikmet Kırık’ın eşsiz anlatımıyla ekranlara gelen “Gizemli Tarih: Göbeklitepe”, bu gizemli yerin sır perdesini aralıyor. Bir çiftçi sayesinde Şanlıurfa’da keşfedilen ve sırlarla dolu bir medeniyete ev sahipliği yapan Göbeklitepe’de tuhaf ve ürkütücü sembollerin anlamlarını araştırıyoruz. Tarihin sıfır noktasından izleyici ile buluşan “Gizemli Tarih: Göbeklitepe” TRT Belgesel’de!

19 Mayıs 2021

Tablo gibi Portekiz Madeira kapıları Portekiz halk şarkısı fado eşliğinde

 Portekiz’deki bu takımada, evlerin kapısına yapılan resimleriyle ünlü




Gezgin Guido Gutierrez Ruiz, kısa süre önce Portekiz‘de bir takımada olan Madeira‘ya seyahat etme şansını yakalamış. 

Portekiz’in güneybatısında bulunan takımadanın Funchal bölgesinde gezerken ise, 

kapıların üzerine yapılmış sayısız resimden hayli etkilenmiş. 

Guido Gutierrez Ruiz, “Resimli Kapılar Projesi” kapsamında kentin adeta bir açık hava galerisine dönüştüğünü söylüyor. 

Hal böyle olunca, kendisi de objektifi kapılara çevirmiş ve ortaya bu renkli seri çıkmış.


Bu halı 750 bin çiçekten yapıldı ve Türklere ithaf edildi

 750.000 çiçekten yapılmış dev halı


Her 2 senede bir Ağustos ayında Belçika‘daki Grand Palace‘da dev bir çiçekten halı adeta “dokunuyor”. 

Türk kilimlerinden esinlenerek toplamda 750.000 begonyadan oluşan bir çiçek halısı yapılmış. 

Çünkü bu çiçekten halı 50 yıl önce Belçika’ya göç etmiş 220.000 Türk’e ithaf edilmiş. 

Eni 24 boyu 77 metre olan bu halı 120 gönüllü tarafından yapılmış ve 4 gün boyunca meydanda kalmış.

BÜYÜTMEK İÇİN FOTOLARA TIKLAYABİLİRSİNİZ








Önceki yıllarda yapılmış diğer halılara da bakmak isterseniz 
Bunlardan birkaçı altta

12 Mayıs 2021

Carlos Santana Türkiye anısı

 

 alıntı


Konser için geldi, unutamayacağımız bir insanlık dersi verdi, gitti.

1989 yılında, İstanbul'a ilk kez gelen Carlos Santana, alanda karşılanıp konaklayacağı otele getiriliyor. İlk gün serbest, akşama basın toplantısı yapılacak. Dinlenmek yerine, "Çıkalım İstanbul'u dolaşalım," diyor. Yanına bir rehber veriliyor, kendisine bir de araç tahsis ediliyor. Kapalıçarşı, Sultanahmet, Ayasofya derken Santana güzel bir çay bahçesi görüyor. Hem üstadı dinlendirelim hem de bir Türk kahvesi içsin diye bahçede bir masaya oturuyorlar.

11 Mayıs 2021

espri ve fıkralarıyla ünlüler böl.1

 1946 yılı Kastamonu doğumlu İsmail Özcan Beyin derlediği kitaptan alıntılardır.

Her bölüme 5 örnek eklemeye çalışacağım.




1. Allah Her Hakkı Korur 

Kanuni Sultan Süleyman, Seyhülislâm Ebüssuud Efendi’den, manzum bir beyitle, Topkapı Sarayının bahçesindeki meyve ağaçlarına zarar veren karıncaların yok edilmesinin dinen mümkün olup olmadığını sormuş

Beyit şöyle: 

“Dirahta ger ziyan etse karınca 

Günah var mıdır ânı kırınca?” 

(Eğer karınca ağaca zarar verir, onu kurutursa onu yok etmenin bir günahı var mıdır?) 

Şairliği de bulunun Ebüssuud Efendi, manzum soruya manzum bir cevap vermiş: 

“Yarın Hakkın divanına varınca, 

Süleyman’dan hakkın alır karınca.” 

10 Mayıs 2021

Lafı gediğine koymak tabiri

 Laf Böyle Sokulur veya Lafı gediğine koymak

altta bunun en güzel tarihi örneklerini okuyacaksınız.

1=ipegin erkeğe haram olması 2=altının erkeğe haram olması 3=zina yapanın taşlanaraköldürülmesi 4=erkek ve kadinin sunnet edilmesi 5=kabir a...