Önceki yangın alanlarından hiç ders alınmadığını, hazırlık yapılmadığını bu sonraki haritadan anlıyoruz. Aynı alanlarda tekrar yangınlar çıktığı gibi, bu alanlara ilave olarak başka illerden ormanlık alanlar bile bu haritaya ilave olmuş, Yanan Alanlar Haritası bir yıl sonra dahi bu şekli almıştır. Günümüz 2021 yılını düşünmek dahi istemiyorum. Durum ülkemiz için çok vahimdir, veriler Bakanlık verileridir.
Şimdi bu vahim duruma bir ara verip, Finlandiya'da yapılan bir deneyden size bahsetmek istiyorum.
''Finlandiya’da gerçekleştirilen yeni bir deneyde normalde çakıl ve betondan oluşan oyun
alanları bulunan yedi kreşten dördünde bu alanlar çimen ve orman tabanına benzeyen bir
bitki örtüsü ile kaplandı. Diğer üç kreş ise olduğu gibi bırakıldı. Ayrıca deneye dahil edilen
üç kreş ise öteden beri doğal malzeme ile döşeli oyun alanlarına sahipti. Denemenin
başında ve dört hafta sonunda 3 – 5 yaş arası 75 çocuğun deri ve bağırsaklarında yaşayan
mikropları inceleyen araştırmacılar doğa ile temas etmesine izin verilen çocukların beton ve
çakıl oyun alanlarında oynamayı sürdüren akranlarına göre hem bağırsak hem de
derilerindeki mikrop topluluklarında çeşitliliğin arttığını gördüler. Dahası, bu çocuklardaki
yeni mikrop toplulukları, eskiden beri doğal alanda oynayan akranlarında görülenlere
benziyordu – hem de sadece 28 gün sonunda! Ek olarak, çocukların kan örneklerini de
inceleyen araştırmacıların bulgularına göre dört haftalık doğal ortam deneyimi yıllarca
süren beton muamelesinin izlerini tamamen silmese de özellikle bağışıklık siteminin
sağlıklı işlemeye başladığına işaret eden veriler dikkat çekmekte.''
Gelişmiş ülkeler kişi başına düşen yeşil alan miktarını sürekli artırıyor ve bütün projelerini buna göre hazırlıyor.
Şimdi tekrar bizim ülkemizdeki örneklere dönelim.
Ülkemizde ilk kez; ''Ne kadar bina, o kadar yangın alanı!'' Diye bir söylem gündem oluyor ve olay halkın tepkisini çekiyor.
Konu ile ilgili gündeme düşen birkaç haber;
orman yangını sonrası kurulan oteller listesinde bulunan oteller
amara island elite
titanic otel
lujo otel
güvercinlik'teki titanic resort
*****************************************************
Bodrum’da 10 yıl önce çıkan büyük yangında küle dönen 250 dönümlük ormanlık arazi, dönemin hükümet yetkililerinin “Ağaçlandırılacak” açıklamalarına rağmen imara açıldı.
Muğla’nın Bodrum ilçesi Güvercinlik Koyu’nda bulunan Pina Yarımadası’nda 2007 yılında çıkan büyük yangının ardından yapılaşma hız kesmeden devam ediyor. 2007 yılında koruma altındaki Halep çamlarının da bulunduğu ve farklı noktalardan çıkan yangında 238 hektarlık alan yanarak küle dönerken, AKP Antalya Milletvekili ve dönemin Muğla Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, “Burası kesinlikle imara açılmayacak ve tekrardan yeşillendirilecektir” demişti.
Ancak yapılan bu açıklamalara rağmen Pina Yarımadası’nda bugün itibari ile 10 katlı 4. otelin inşaatı devam ediyor. 2008 yılında, 80 dönümlük arazinin tahsisini alan çeşitli şirketler, Pina Yarımadası önündeki körfezde yapacakları oteller için bu alanları molozlarla doldurdu. Denize dökülen molozlar çıkarılmazken AKP döneminde aldığı kamu ihaleleri ile dikkat çeken Çankırı İnşaatın yaptığı Amara Island Bodrum Elite adıyla 5 yıldızlı ilk otel faaliyete geçti. Amara Otelin ardından 1298 yataklı ve 556 odalı, Güvercinlik Enternasyonal Otelcilik tarafından yapılan Titanic Otel ve La Balance Otel inşaatları tamamlandı. Bölgede Model İnşaat tarafından yapılan Ksanta Resort Bodrum projesi de devam ediyor. Devam eden projelere ait inşaat alanlarında bilgilendirme tabelasının yer almaması dikkat çekerken, Derelerin Kardeşliği Kurucu Başkanı Avukat Remzi Kazmaz, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile AKP’li vekillerin yangından sonra kesinlikle otel inşaatına izin vermeyecekleri yönündeki açıklamalarını hatırlattı.
‘ÖNCE ORMANLAR YAKILIYOR, SONRA İNŞAAT YÜKSELİYOR’
Pina Yarımadası ile ilgili başlatılan hiçbir yasal süreçten sonuç alamadıklarını belirten Kazmaz, “Hep bu olayın önü sihirli bir güç ile tıkanmaktaydı sanki. Çünkü Pina’nın hukuki hiçbir yanı yoktu. Pina’da şu an hukuk üzerinden hiçbir hukuki dayanağı olmayan bir cehennem inşa ediliyor” dedi. Bodrum’u yok etmeye çalışan gizli ellerin olduğunu savunan Kazmaz, “Bodrum’da önce ormanlar yakılıyor arkasından ‘Turizm Teşvik Kanunu’na’ göre burada oteller yapılarak turizme hizmet ettiklerini savunuyorlar. Bir gece yarısı Bodrum’da bir gelenek haline gelen yangınla Pina yok edildi. Bodrum’da her yıl onlarca yangın çıkar. Bazıları kaza diye tutanaklara geçer bazıları da faili meçhuldür. Faili meçhuller arasında yer alan Pina Yarımadası’ndaki o yangın çıktıktan hemen sonra bakanlık tarafından inşaat için tahsis edildi. İki kattan fazla asla imara izin verilmeyen Bodrum’da, şu anda 10 katlı rezidans oteller şu faili meçhul yangının olduğu Pina Yarımadası’nda yükseliyor” diye konuştu. (Muğla/DİHABER)
***************************************************
Amara Island Bodrum Elite adıyla bugün faaliyette olan arazinin tahsisi Çankırı İnşaat'a devredildi ve bu şirket, Güvercinlik Koyu'nda beş yıldızlı oteli hizmete açtı. Ankara merkezli Çankırı İnşaat, AKP döneminde aldığı kamu ihaleleriyle dikkat çekiyor.
“Kimin yaptığını dahi bilmiyoruz”
Mimarlar Odası Muğla Şube Başkanı Osman Köseoğlu, yapımı devam eden otellerin özellikle ikinci bölümüyle ilgili kendilerine hiçbir bilgi verilmediğini söyledi. Sadece ruhsatının gönderildiğini söyleyen Köseoğlu, "Ruhsat süreçlerinde neler oldu, ÇED raporu var mıdır, yok mudur, bilgi alamıyoruz. Burasının kime ait olduğunu dahi bilmiyoruz. Birinci bölümde hukuk ihlali yapıldı ama ikinci bloklarda bir hukuka uydurma söz konusu. İlk binalar 5 kat üzerinden yapıldı. Oranın imarı üç kata kadardı” dedi.
"Kim bu sihirli güç"
Çevre Koruma Platformu üyesi Av. Remzi Kazmaz ise dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Bodrum kıyılarında bürokrat ve işadamlarıyla yatla gezdiğini hatırlatarak, “Bu binaların yükselmesi bir tesadüf müdür? Pina Yarımadası'nda yapılan bu binaların hukuka aykırı gidişatına hiç kimse dur diyemedi. Bunca şikâyetin cevabı alınamadı. Kim bu sihirli güç?” diye tepki gösterdi.
CHP Muğla Milletvekili Akın Üstündağ da, otel inşaatlarını TBMM gündemine taşıdı. Üstündağ, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na şu soruları yöneltti: “Otel inşaatlarının bulunduğu alan, orman yangını olan yerlerden midir? Söz konusu turizm tesisi kurulması, Anayasa'nın 169. maddesine aykırı değil midir?”
***************************************************