28 Ağustos 2013

Dil Kesiği


Allah 










Dil Kesiği



Nerede varsa bir ifk, gıybet, yalan öbeği

Orada ağlamaz mı evrenin göz bebeği?


İçiyorum kalbimden, helâl sütlü sözümü

Sürüldüğüm kentlerin göğünde yatıyorum

Vicdansızlık üzüyor hak arayan özümü

Kentteki asillere insaf fırlatıyorum

Anlarlar belki(!) diye, ben’i anlatıyorum

31 Aralık 2012

Yatan Sever Değil Vatansever şiiri

 Yatan Sever Değil Vatansever


Denizimin kalbinde için için gözyaşı

Dudaklarında mahzun minicik gülücükler

Toprağımın gözü pek, belki biraz da deli

İnsanımın zekâsı fıkralarından belli

Bazen zaaflarıyla derde giriyor başı

Her bahar bir sel ile yere düşüyor kaşı

13 Temmuz 2012

Wendigo - Wendigo başlıklı Makale

      Wendigo



       Amerikan emperyalizmi dünyayı psikolojik etki altına alabilen güçlü bir yapıya sahip. Doneleri kullanmayı çok iyi biliyorlar. Bunun en güzel ve başarılı örneklerini (Kendileri açısından başarılı) Obama başa geldiğinde gözlemledik. Emperyalizmin tahtına siyah bir misafir oturdu. Büyük değişim rüzgârlarından bahsedildi. Değişim, demokrasi, barış, devrim kelimeleri ile sömürü düzeni dünyaya pazarlandı. Bu oyuna sağ ve sol bütün cepheler destek verdi. Merak edenler o zamanın gazetelerini okuyabilir, her kesimden köşe yazarlarının heyecanlı desteklerini görebilirler.


15 Haziran 2012

Peygamberdevesi

PEYGAMBERDEVESİ

     Yaz mevsimi işçileri için yapılan ahşap barakalardan birinin karanlık köşesindeyim. Hepsi birbirinin benzeri sırayla dizilmiş odacıklar. Bazıları iki göz odadan oluşan evcikler. İki odalı olanlar aile olarak çalışmaya gelenler için, bizim aile gibi yani. Ağaçlardan yapılmış duvarlarda tahtalar arasında çoğu yerde boşluklar var. Bu hava aralıkları, dışarıdan odanın içini göstermez ama sanki bir dürbünden bakar gibi içerde olan bir kişi dışarıyı gözlemleyebilir. Sola dayandığım duvarda yine başım sola dönük, bu ahşap aralıkların birinden dışarıya bakıyorum. Az önce epeyce sis vardı çevrede, güneş sisleri kovmaya başladı ve ortalık aydınlanmaya, doğa daha net görünmeye başladı. Ellerimi ve ayaklarımı oynatmaya çalışıyorum fakat yok olmuşlar. Onları hissedemiyorum. Sadece kulaklarım ve gözlerim var, en ufak yaprak hışırtısını bile duyuyorum, ışığın içeriye süzüldüğü o aralıktan dışarıdaki tüm ayrıntıyı görebiliyorum. Gözlerimi ileriye, sağa, sola çeviriyorum ve gördüğüm güzellikleri bir kez daha kendi kendime onaylıyorum ” Evet, bu köy gerçekten güzeldi, ama kimler için?”



05 Mayıs 2012

Hayvanlar Cenneti

Hayvanlar Cenneti

     Bu konağa getirildiğim ilk günü hiç unutamam. Herkesin rahatça hareket edebildiği koskoca bir saray da diyebilirim buraya. Benim gözümde öyleydi, evet… Ellerimi kollarımı böyle rahatça sallayabilmek özgürlüğünü yaşamak harika bir duyguydu. Tavanı yüksek değildi ve hep loş bir havası vardı bu konağın. Kendiliğinden oluşan sıcaklığın kaynağını anlayamıyordum. Çünkü gördüğüm kadarıyla burada ısınma için kurulmuş bir teşkilat yoktu ama içerisi hep sıcaktı. Konağın sahipleri, içeriye girdiğim zaman beni yadırgayan gözlerle süzdüler ve benden uzak durdular. İyi karşıladılar diyemiyorum, yüzlerinde bir sıcaklık veya tebessüm hissetmedim. Sanki fazlalıkmışım gibi davrandılar bir müddet. Bana bakıp bakıp aralarında fısıldaşıyorlar ve benimle göz göze gelmemeye çalışıyorlardı. Cesaretli biri sayılmazdım, kendiliğimden yanlarına gidemedim, önce onlardan biri selâm verir diye yine loş bir köşede bekledim. İçlerinden tombulca biri bana doğru iki adım attı, sanki tebessüm eder gibiydi. “Nihayet biri konuşacak benimle.” Diye umutlanmışken birden döndü ve diğerlerinin yanına gitti. Başını onların kulaklarına doğru eğerek “Şehirli, şehirden gelmiş! Baksanıza ne kadar solgun, kansız teni.”  diye fısıldadı. Gecenin sessizliği o kadar yüksekti ki fısıltıları kulağımın dibinde hissediyor ve net bir şekilde konuşmalarını duyuyordum. Onun böyle demesi ile konağa geldiğim ilk gün adım da konulmuştu. Artık bu sarayda “Şehirli” diye çağırılıyordum. Daha önce kendime özel bir adım olmamıştı. Artık bir adım, henüz beni yadırgasalar da bir ailem, rahatça hareket edebildiğim bir sarayım vardı.


Müjgân Değilsin Müjgân şiiri

 Müjgân Değilsin Müjgân


Ne zaman gözlerini unutmaya çalışsam

Karşımda mavi deniz  yakın eder uzağı 

Ne zaman yokluğuna iç çekerek alışsam

Denizde ve göklerde göz renginin tuzağı

21 Mart 2012

Daha Ne Kadar Büyüyeceğim

 
yorum Deniz Uzuner



beste çalışması Muhammet Baylan


daha ne kadar büyüyeceğim


kış güneşiyle alazlanan karların beyazında

mavi aramaklı bir haldeyim

-mavi müjdedir, mavi umudumdur benim-

tepemdeki cam çatı kırılmadıkça

toz bulutlarından panjurlar gökleri örtmedikçe

dua zikreder gibi, umutlarımı zikredeceğim

kim bilir bir gün döner belki talihim

-mavi müjdedir, mavi umudumdur benim-

sevdiğimi uğurladığım bu sahilde

daha ne kadar bekleyeceğim?

1=ipegin erkeğe haram olması 2=altının erkeğe haram olması 3=zina yapanın taşlanaraköldürülmesi 4=erkek ve kadinin sunnet edilmesi 5=kabir a...