şiir, edebiyat, bilim teknik, moda, sağlık, müzik, tarih, yemek, gezi, belgesel, sanat, hobi, inanç
15 Haziran 2012
Peygamberdevesi
Yaz mevsimi işçileri için yapılan ahşap barakalardan birinin karanlık köşesindeyim. Hepsi birbirinin benzeri sırayla dizilmiş odacıklar. Bazıları iki göz odadan oluşan evcikler. İki odalı olanlar aile olarak çalışmaya gelenler için, bizim aile gibi yani. Ağaçlardan yapılmış duvarlarda tahtalar arasında çoğu yerde boşluklar var. Bu hava aralıkları, dışarıdan odanın içini göstermez ama sanki bir dürbünden bakar gibi içerde olan bir kişi dışarıyı gözlemleyebilir. Sola dayandığım duvarda yine başım sola dönük, bu ahşap aralıkların birinden dışarıya bakıyorum. Az önce epeyce sis vardı çevrede, güneş sisleri kovmaya başladı ve ortalık aydınlanmaya, doğa daha net görünmeye başladı. Ellerimi ve ayaklarımı oynatmaya çalışıyorum fakat yok olmuşlar. Onları hissedemiyorum. Sadece kulaklarım ve gözlerim var, en ufak yaprak hışırtısını bile duyuyorum, ışığın içeriye süzüldüğü o aralıktan dışarıdaki tüm ayrıntıyı görebiliyorum. Gözlerimi ileriye, sağa, sola çeviriyorum ve gördüğüm güzellikleri bir kez daha kendi kendime onaylıyorum ” Evet, bu köy gerçekten güzeldi, ama kimler için?”
05 Mayıs 2012
Hayvanlar Cenneti
Hayvanlar Cenneti
Bu konağa getirildiğim ilk günü hiç unutamam. Herkesin rahatça hareket edebildiği koskoca bir saray da diyebilirim buraya. Benim gözümde öyleydi, evet… Ellerimi kollarımı böyle rahatça sallayabilmek özgürlüğünü yaşamak harika bir duyguydu. Tavanı yüksek değildi ve hep loş bir havası vardı bu konağın. Kendiliğinden oluşan sıcaklığın kaynağını anlayamıyordum. Çünkü gördüğüm kadarıyla burada ısınma için kurulmuş bir teşkilat yoktu ama içerisi hep sıcaktı. Konağın sahipleri, içeriye girdiğim zaman beni yadırgayan gözlerle süzdüler ve benden uzak durdular. İyi karşıladılar diyemiyorum, yüzlerinde bir sıcaklık veya tebessüm hissetmedim. Sanki fazlalıkmışım gibi davrandılar bir müddet. Bana bakıp bakıp aralarında fısıldaşıyorlar ve benimle göz göze gelmemeye çalışıyorlardı. Cesaretli biri sayılmazdım, kendiliğimden yanlarına gidemedim, önce onlardan biri selâm verir diye yine loş bir köşede bekledim. İçlerinden tombulca biri bana doğru iki adım attı, sanki tebessüm eder gibiydi. “Nihayet biri konuşacak benimle.” Diye umutlanmışken birden döndü ve diğerlerinin yanına gitti. Başını onların kulaklarına doğru eğerek “Şehirli, şehirden gelmiş! Baksanıza ne kadar solgun, kansız teni.” diye fısıldadı. Gecenin sessizliği o kadar yüksekti ki fısıltıları kulağımın dibinde hissediyor ve net bir şekilde konuşmalarını duyuyordum. Onun böyle demesi ile konağa geldiğim ilk gün adım da konulmuştu. Artık bu sarayda “Şehirli” diye çağırılıyordum. Daha önce kendime özel bir adım olmamıştı. Artık bir adım, henüz beni yadırgasalar da bir ailem, rahatça hareket edebildiğim bir sarayım vardı.Müjgân Değilsin Müjgân şiiri
Müjgân Değilsin Müjgân
Ne zaman gözlerini unutmaya çalışsam
Karşımda mavi deniz yakın eder uzağı
Ne zaman yokluğuna iç çekerek alışsam
Denizde ve göklerde göz renginin tuzağı
21 Mart 2012
Daha Ne Kadar Büyüyeceğim
yorum Deniz Uzuner
beste çalışması Muhammet Baylan
daha ne kadar büyüyeceğim
kış güneşiyle alazlanan karların beyazında
mavi aramaklı bir haldeyim
-mavi müjdedir, mavi umudumdur benim-
tepemdeki cam çatı kırılmadıkça
toz bulutlarından panjurlar gökleri örtmedikçe
dua zikreder gibi, umutlarımı zikredeceğim
kim bilir bir gün döner belki talihim
-mavi müjdedir, mavi umudumdur benim-
sevdiğimi uğurladığım bu sahilde
daha ne kadar bekleyeceğim?
20 Mart 2012
Geceyi Gündüz Yapar İçerdeki Sevdeniz
Geceyi Gündüz Yapar İçerdeki Sevdeniz
Belki bir hayal, rüya... Belki de ölüyorum
Aynadaki eşime umutla gülüyorum
Kişinin kendi zıddı ve farkıyla savaşı
Yüzünden ölüp gider, bahtsız bir kalabalık
Kızarmış sular ile sönmüş ateş dalaşı
Bitmedikçe üşüyor mutsuz bir kalabalık
24 Ocak 2012
Arz Ettim Zamanımı En Sevgili
Arz Ettim Zamanımı En Sevgili
**Bilmediklerimi Ayağımın Altına Koysam, Başım Göğe Değer.
(Atasözü veya İmam-ı Azam Hz., İmam Şafi Hz. ve Hz. Ali'ye ait söz olduğu da söyleniyor.)
* Şiirde bölüm başları harfleri ile ''Şefaat Ya Muhammed'' nidası oluşturulmuş
farklı bir akrostiş çalışmasıdır, selam ve saygımla.
Önce Nefsime...
Şuûrsuz yoğrulmadı insanların hamuru,
Kalbin g/özü bozuksa hikmeti görmez evet!
Duasız d/il semtine yağmaz şükür yağmuru,
Başı göğse eğmeye izin vermezse mâbet!
Şeytana hizmet ile dünyada şan yürümez
Şiârsız hedeflere atlar rahvan yürümez
21 Ocak 2012
İlâhî Bir Şifâdır Ağlamak şiiri
İlâhî Bir Şifâdır Ağlamak
Ağlar, yüceliriz
Yüceldikçe ağlarız
Gözlerimde bir salâ okunduğunda
Acılarımı taşıyan balonların ipi kopar
Toplu huzur namazı kılınır göz çukurlarımda
Ilık seyyâhlar gezintiye çıkar yanaklarımda
1=ipegin erkeğe haram olması 2=altının erkeğe haram olması 3=zina yapanın taşlanaraköldürülmesi 4=erkek ve kadinin sunnet edilmesi 5=kabir a...
-
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL - Han Duvarları Tahlili HAN DUVARLARI -Osmanzade Hamdi Bey'e- Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakl...
-
BURSA’DA ZAMAN Bursa’da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdıyan su; Orhan zamanından kalma bir duvar… Onunla bir yaşta ihtiyar çı...
-
New Page 1 "SAKARYA TÜRKÜSÜ" ÜZERİNE BİR TAHLİL DENEMESİ İbrahim TÜZER Türk Milleti'nin bağımsızlığını kazanma...