DUT PEKMEZİNİN FAYDALARI;
-Kan eksikliği bulunan hastalarda çok büyük faydalar sağlar.
-Mide hastalıklarında özellikle, ülser hastalığına iyi gelir.
-Astım ve bronşit hastalıklarında faydalıdır.
-Soğuğa karşı vücut direncini arttırıcı özelliğe sahiptir.
-Sporcular için bir enerji deposudur.
-Bebeklerin büyümesinde ve gelişmesine yardımcı olur.
-Çocukların zeka gelişimine yardımcı olur.
-Gargara halinde ağız ve boğaz hastalıklarında etkilidir.
-Çocuklarda sıklıkla rastlanan pamukçukta da yaygın olarak kullanılır.
"Üzüm çekirdeği şifa kaynağı"
Üzüm çekirdeği bazı kanser türleri üzerinde baskılama rolü oynuyor.
EGE Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından Kuşadası'nda düzenlenen Uluslar arası
23'üncü Tarım ve Gıda Uzmanları Kongresi'nde Dr. Şebnem Kavaklı ve
Dr. Burçak İşçi tarafından hazırlanan tebliğde üzüm çekirdeğinin şifa
kaynağı olduğu ve bazı kanser türleri üzerinde de baskılama rolü oynadığı ifade
edildi.
"Üzüm Tohumu" başlıklı tebliğin sunumunu yapan Ege Üniversitesi Bahçe
Bitkileri Araştırma Görevlisi Dr. Burçak İşçi üzümün günlük olarak hangi dozlarda
alınması ve nasıl tüketmemiz gerektiği, tablet ve likit tüketim
konularında ayrıntılı bilgi verdi.
Dr. Burçak İşçi, "Üzüm ülkemiz için çok önemli bir üründür. Üzüm, zengin maddeler
Dr. Burçak İşçi, "Üzüm ülkemiz için çok önemli bir üründür. Üzüm, zengin maddeler
içermekle beraber sağlık sektöründe de kullanılıyor. 100 gram üzüm besin değeri
açısından 350 gram et ve 1.5 kilogram süte eş değer. Özellikle kuru üzüm
çocukların beslenmesinde çok önem arz etmektedir. Artı 2 dediğimiz kana karışan
bir yapısı olduğundan çocukların ve yaşlıların günlük olarak tüketimleri önemli. Ve
siyah üzüm hiç kolesterol içermiyor" dedi.
İngiltere’de bulunan East Anglia Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre C ve E
vitamini ve selenyum içeren badem, fındık, yumurta, yağ ve tohum gibi maddeleri
daha çok tüketen insanlar daha sağlıklı oluyor.
Bu vitaminler pankreas kanserine karşı antioksidan görevi görüyor ve kansere
yakalanma riskini yüzde 67 oranında azaltıyor.
Kabızlık sorununun çaresi doğada gizli
Sinameki ve Aloe Vera gibi laksatif bitkiler; kabızlığa ve hâlâ kanıtlanamasa da
tümör oluşumuna iyi geliyor. Ancak bu tarz bitkilerin ve aynı içerikli ilaçların, doktor
önermeden kullanılmaması gerekiyor
Laksatif (bağırsak yumuşatan) bitkiler; en çok botanik ürünler arasındaarasında yer
alıyor. Sinameki ve İspanya'da kutsal kabuk anlamına gelen Cascara Sagrada adı
verilen bitkiler; kabızlık için reçetesiz ilaç kullanımında FDA (Amerikan Gıda ve İlaç
Dairesi) onayını aldı. Ancak doğada başka laksatif bitkiler de bulunuyor. Birçoğu
farklı isimlerle bilinen bu bitkiler, diyet takviyesi niteliğindeki ürünlerin içeriğinde
de yer alıyor.
KREM YAPILIYOR
Laksatif bitkilerin yararı saymakla bitmiyor. Örneğin; kemoterapik etki göstererek
tümör oluşumunu azaltıyor ama laksatif bitkilerin her zaman antioksidan ve
antitümör etkileri bulunmuyor. Laksatif kategorideki bitkiler arasında Aloe Vera
(Sarı Sabır) ve Hint yağı (Ricines Comminitus) da bulunuyor. Aloe Vera ve diğer
Aloe'ler; yıllardır kozmetik firmalarınca cildin yumuşatılması ve nemlendirilmesi
amacıyla krem, losyon ve merhemlerde kullanılıyor. Bu ürünler cildi besliyor ve
nemlendiriyor.
Bunca zaman masamızdaymış Fesleğen
Akdeniz mutfağında bol bol tüketilen ve yemeklere lezzet katan fesleğen, insan
sağlığını da olumlu etkiliyor. Fesleğen tüketiminin; kalp sağlığına, ödemlere, DNA
hasarına iyi geldiği, gündelik stresle bile savaştığı biliniyor
Fesleğen, öncelikle bir aroma artırıcı olarak bilinmesine rağmen genel sağlık ve
birçok hastalıkla savaşta da önemli bir bitkidir; anti-inflamatuar, anti bakteriyel ve
anti-stres özellikleri bulunur. Doğru bir fesleğen seçimi için, öncelikle yapraklarının
taze görünümlü, parlak ve yeşil olmasına dikkat edilmelidir. Yaprakları koyu, lekeli,
kesik, yırtık ve sararmış olan fesleğenler tercih edilmemelidir. Fesleğen,
buzdolabında veya dondurucuda saklanmalıdır ve organik olduğundan emin
olunmalıdır. Fesleğen, kuru ve serin yerde olmak şartıyla altı ay boyunca muhafaza
edilebilir. Özellikle tazesi çok yararlı olmasına rağmen, kurutulmuş olarak tüketilen
çayının da sayısız faydası bulunur.
DNA HASARIYLA MÜCADELE
Yunanca' da 'kraliyet' anlamına gelen, binlerce yıldır bir bitkisel ilaç olarak kullanılan
fesleğen, günümüzde de en yaygın sağlık sorunlarıyla mücadele yollarından biri
olmaya devam ediyor. İçerdiği yüksek antioksidan yağları, K vitamini ve ağır
miktarda kalsiyum ile besin değeri açısından çok zengin olan fesleğen; DNA
hasarına karşı mücadelede son derece etkilidir. Fesleğen, reyhan ve nane benzeri
yapraklar; beta-kariyofilen içerir. Beta-kariyofilen de; artrit ve inflamatuar bağırsak
hastalığı gibi rahatsızlıkların tedavisinde etkili bir maddedir. Fesleğenin en büyük
faydalarından biri, kişiyi DNA hasarından korumasıdır. Yani, genetik bilginin
depolanmasını korumaya yardımcı olur. DNA; kromozom olarak adlandırılan
işlevsel birimlerdir. Kromozomlar, hücre içinde genetik değişimlere uğrayabilir ve
kanserin büyümesine bağlı DNA mutasyonlarına veya serbest radikallerin
aktivasyonuna neden olabilir.
Karpuz aç karnına yenilmeli
Beslenme uzmanı Selma Uçar, karpuzun faydasından tam yararlanmak için aç
karnına ve çekirdekleriyle tüketilmesi gerektiğini belirtti.
Karpuzun bol miktarda B ve C vitamini içerdiğini, bu sebeple vücuda zindelik ve
enerji verdiğini vurgulayan Uçar, ayrıca antioksidan özelliği ile iyi bir kanser
koruyucusu olduğunun altını çizdi. Karpuzun yağ ve kolesterol içermediğini ayrıca
iyi bir lif kaynağı olması sebebiyle bağırsakları çalıştırdığını ve bağırsak
hareketlerini düzenlediğini ifade eden Uçar, "Karpuz bu özelliği ile bağırsak kanseri
türlerinden koruyor. Sindirim sorunu yaşayan kişilere aç karnına bol bol karpuz
yemelerini öneriyoruz. Karpuz iyi bir bağırsak çalıştırıcı. Ayrıca büyük bir kısmının
su olması sebebiyle yazın artan sıvı ihtiyacını gideriyor ve böbrekleri çalıştırarak
idrarı düzenliyor."
Mandalina her derde deva
GÜNDE iki veya üç mandalina yemek şeker hastalığı dışında kalp krizi riskini de
azaltıyor. Kanada’nın Western Ontario Üniversitesi’nde,
bir ay süreyle sadece mandalina ekstreli su ile normal su verilen iki grup denek
hayvanı arasında fark görüldü.
Mandalinalı su içenlerin çok daha sağlıklı olduğu gözlendi. Mandalinaya rengini
veren ‘Nobiletin’ pigmentinin çok güçlübir antioksidan içerdiği, yanlış beslenme
kaynaklı hücre hasarlarını kısa sürede giderdiği, diyabeti önlediği, ayrıca kalbe
giden damarların yenilenmesini sağladığı belirlendi.
Ayçekirdeği kanser hücrelerinin çoğalmasını engelliyor!
Ayçekirdeğinin vücudun zarar görmüş hücrelerinde DNA onarımı ve sentezini
sağladığı, kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediği ortaya çıktı.
Türkiye'de sıkça bulunan ayçekirdeğiyle ilgili yapılan araştırmalar,
besinin vücudun zarar görmüş hücrelerde DNA onarımı ve sentezini sağladığı,
kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediği ve vücudun eskimiş veya anormal
hücrelerden kurtulmak için kullandığı kendi kendini imha mekanizması olan
apaptozu uyardığı ortaya koydu.
Dünyadaki birçok sağlık kuruluşu ayçekirdeğin sağlık açısından faydalarını
doğrularken, yapılan yeni araştırmalar ise ayçekirdeğinin insan sağlığı üzerindeki
olumlu etkilerini ortaya çıkarmaya devam ediyor.
Yalnızca çeyrek bardak ayçekirdeğiyle günlük E vitamini değerinizin yüzde 90'dan
fazlasını karşılayabiliyor. Ayçekirdeği, kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde
çok önemli bir rol oynayan E vitamini bakımından olağanüstü bir kaynak olarak
göze çarpıyor.
Ayçekirdeği, DNA dahil hücre zarları ve protein yapısını okside eden ve zarar veren
serbest radikaller ve maddelerin etkilerine karşı hücrelerin korunmasına da
yardımcı oluyor. Bu besin maddesi, kan dolaşımının korunmasına ve alyuvar
(RBC) üretimine de yardımcı oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder