24 Mayıs 2021

espri ve fıkralarıyla ünlüler böl.3

 1946 yılı Kastamonu doğumlu İsmail Özcan Beyin derlediği kitaptan alıntılardır.


AHALİ KALMIYOR 


Hiciv (yergi) edebiyatımızın unutulmaz isimlerinden birinin Şair Eşref (1847-1912) olduğu şüphesizdir. Eşref yalnız bir edebiyat adamı değil, aynı zamanda bir idarecidir. Çeşitli ilçelerde maceralı kaymakamlık yaşamı vardır. 

Eşref, Abdülhamit yönetimini, bu yönetimde kaymakamlıklarda bulunmuş olmasına rağmen en ağır hicivlere hedef yapmaktan çekinmemiştir.

Bu konudaki bir dörtlüğü şöyledir: 


“Padişahım bir dirahta döndü kim güya vatan, 

Her gün bir baltadan bir sahı hâli kalmıyor. 

Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi, 

Git gide zulmetmeye elde ahâli kalmıyor.” 


Diraht: Ağaç.       Sah: Dal.              Hâli: Uzak. 



KÂMİL EŞEK 


Eşref, İzmir’in kazalarından birinde kaymakamken, İzmir valisi olan Kâmil Paşa, o kazaya teftişe gelmiş. Vali kazaya 

geldiğinde Eşref bir eşeğin sırtında tur atıyormuş. Eşref'i o halde gören Kâmil Paşa, Eşref'in dikkatini çekmiş: 

— Aman dikkat et Eşref, eşek seni düşürmesin! 

— Meraklanmayın paşam, eşek kâmildir. 


Kâmil: Olgun, egitimli. 


************************

AYNI YÜZLE 


Şair Eşref, kaymakamlığı sırasında, başına buyruk hareket eder, vali paşanın direktiflerine pek aldırmazmış. Vali, Eşref'in bu tutumuna karsı tahammülünün iyice azaldığı günlerden birinde bir maruzat için huzuruna çıkan Eşref'i paylamış: 

— Hangi yüzle benim karsıma çıkıyorsun Eşref? 

Eşref hiç sükûnetini bozmamış: 

— Hangi yüzle olacak paşam, Allah’ın huzuruna çıkacağım yüzle.


 *****************************************

NE OLMAK İSTİYOR 


ABD Başbakanlarından James Garfield (öl. 1881) başkan olmadan önce bir kolejin müdürüymüş. Bir gün bir anne çocuğunu koleje yazdırırken bir ricada bulunmuş: 

— Müdür Bey, dersleri biraz daha basitleştiremez misiniz? Benimki derslerin hepsini takip edemez. Koleji de bir an önce bitirmek istiyor. 

Garfield cevap vermiş: 

— Evet hanımefendi bu mümkündür. Önce çocuğunuzun ne olmak istediğini söyleyin. Malum ya Tanrı bir meşeyi yüz yılda yetiştirirken bir kabak için iki ayı yeterli görüyor. 

***************************


İLİM BAŞKA İRFAN BAŞKADIR 


Birinci Dünya savaşı ve Milli Mücadeleden bu yana doğmuş, büyümüş, yaşamış, az çok tahsil görmüş olup da "Milli Edebiyat" akımının öncüsü, Türk hikâyeciliğinin piri Ömer Seyfettin’in (1884-1920) bir kitabını, hiç değilse bir iki hikayesini okumayan Türk insanı yok denecek kadar azdır. 

Ömer Seyfettin, başarılı hikâyeciliğinin yanı sıra, bazı konularda kuvvetli gözlemleri de olan bir Türk aydını idi. 

Onun bu gözlemlerinden biri de, Türk halkının okumamış bile olsa irfan sahibi olduğu, 

sağduyusu ile okumuşların bile kavrayamadığı bazı gerçekleri kavradığı yolundaydı. 

Ömer Seyfettin bunu anlatmak için, "Azizim, Türk halkı âlim değildir, ama ariftir." sözünü sık sık tekrarlarmış. 

Ülkede birçok zorunlu ihtiyaç maddesi yüzünden sıkıntı çekildiği, bazılarının karneye bağlandığı, bazılarının ise temelli yok olduğu I. Dünya Savaşı sonrasında, Ömer Seyfettin Batı Anadolu vilayetlerinden birinde bir lisede öğretmenmiş. 

Bir gün öğretmenler odasına müjdeli bir haberle girmiş: 

— Arkadaşlar, gözünüz aydın, Avusturya, Türkiye’ye vagonlar dolusu şeker gönderiyormuş! 

Bunun üzerine bütün öğretmenler:

— Yaşasın, bundan sonra çayımızı, kahvemizi adam gibi içeceğiz, diye sevinç çığlıkları atmış. 

Ömer Seyfettin bu sahnenin hemen arkasından okulun baş hademesini öğretmenler odasına çağırmış ve herkesin huzurunda ona da: 

— Hasan Efendi, haberin var mı, Avusturya bize vagonlar dolusu şeker gönderiyormuş, demiş. 

Hasan Efendi kendini toparlayıp terbiyeli bir eda ile cevap vermiş: 

— İnanmayın beyim, palavradır bunlar, bu kıtlıkta Avusturya şeker bulsa kendi yer! 

Hasan Efendinin bu tepkisi üzerine Ömer Seyfettin çığlık atmış. Ellerini çırparak şöyle demiş: 

— Gördünüz mü arkadaşlar, ben boşuna demiyorum, "Türk halkı âlim değildir ama ariftir." diye. 

Ben bir yalan uydurdum "Avusturya bize seker gönderiyor" diye, siz okumuşlar hemen inandınız.

 Ama gördüğünüz gibi Hasan Efendi yutmadı. İşte Türk halkı birçok gerçeği böyle sağduyusu ve irfanı ile keşfetmiştir. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1=ipegin erkeğe haram olması 2=altının erkeğe haram olması 3=zina yapanın taşlanaraköldürülmesi 4=erkek ve kadinin sunnet edilmesi 5=kabir a...