Ölüm de çözüm değil
Aşkın’ dün de, bugün de bana ezgiydi keza
’Dinsiz’ olsa hak etmez belki de böyle ceza
Görünmüyor âtimde kavuşmaya alâmet
Bana düğündür senin resmettiğin kıyâmet
Mahşer kurulduğunda feryadımı duyar da
Mutluluk kıyâmetim kopar mı o diyarda
Sevgin; hâlâ düşümde sanki boyun askısı
Çıksa artık yazgımdan nâr’ın ağır baskısı
Son nefesim de çıksa diyerek gözlüyorum
Ölüm de çözüm değil nasıl da özlüyorum
Tortu kadar mutluluk şu bahtımı örtmüşken
Bende umut arama ölüm ömrü dürtmüşken
Gün; geceye giderken yine yakıyor yaram
Bugün de duyuluyor nalan nağmeli naram
Su bile tat vermiyor gönüller elemliyken
Dertleri âlâ sayan mahmum gözler nemliyken
Son nefesim de çıksa diyerek gözlüyorum
Ölüm de çözüm değil nasıl da özlüyorum
Sesime bir kulak ver bîkarar kaldığında
Haberini mutlak sal son karar aldığında
Uzletteki gözyaşım kirpiklerimden düşen
Aşkın sessizliğini hıçkırıklarla deşen
Zamana yalvarırım kapansa kara kitap
Ölüm de olsa gelsin, gök kubbeden bir hitap
Son nefesim de çıksa diyerek gözlüyorum
Ölüm de çözüm değil nasıl da özlüyorum
’Aşkın’ dün de bugün de bana ezgiydi keza
’Dinsiz’ olsa haketmez belki de böyle ceza
Yaşıyorum vuslatın eteğine yapışık
Gördüğüm rüya bile ayrılığa alışık
Zeminde tuğla kaygan beden göçe uzanır
Dâvetkar toprak şimdi beni benden kazanır
Son nefesim de çıksa diyerek gözlüyorum
Ölüm de çözüm değil nasıl da özlüyorum
07 Ocak 2010
Müjgân Akyüz Dündar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder