yorum Ahmet Ormancı
Güzyaşı Mevsiminden Kaçış
/Baharda
Altına işeyen çocuk gibi bulutlar ve umutlar
Güzel, masum, suçlu/
Rüzgâr hevesle çaldı göklerin tokmağını
Üç kez dilek dileyip üç kez kapıya vurdu
Sonbahar mevsiminin güz/yaşları çağını
B/üzülmüş bir yıldızın kırık kalbine kurdu
Güneş aldandı gökte, buluta yakalandı
Oruç tuttum kış boyu, yalnızca gölge yuttum
Özlediğim o şavkı gönlüm her saat andı
Işığa inancımla karanlığı avuttum
Baharın huzur yeli eserken ılgıt ılgıt
Her günüme beyaz bir umut çiziği çizdim
Bir ressamın elinden mavi emerken kağıt
Güneş getirmek için gökte kalemle gezdim
Tan dağları döverken yaz geldi umutlara
Âfâk insaf eyleyip gölgeyi aydınlattı
Müjdekuşu haykırdı "İşte göründü kara!"
Ağlatan gam yükünü kanatlarından attı
Sözcükler notaların başlarına düşerken
Peçelerini yırttı gözümdeki karaltı
Aralanmış kapıdan hüzünler çıksın derken
Coşkuyla kalaylandı yerin üstü ve altı
Gümüşlenmiş dalgalar tutkulu türkülerle
Elleri el üstünde kıyıya seyirttiler
Cıvıldaşan kuş halkı göğsünde ülkülerle
Karanlık düğümleri çukurlara ittiler
Ağlayan heceleri denizde durulayıp
Nurunu öpe öpe sözlerimi okşadım
Satır arkalarını havluyla kurulayıp
Kıyafet değiştirdim, abdal çıkarken adım
Bu; hasret bir bedenin güzyaşı mevsiminden
Mutluluğu umduğu yazına kaçışıdır
Bu; uzlet bir bedenin yalnızlık diliminden
Kalabalık günlere son kucak açışıdır
05.06.2012 Müjgân Akyüz Dündar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder