Fondip
Güz günlerinde
Hangi yaprağa baksam masumiyeti sararır
Kanatları doğrulmaz dalların
Çiçeksiz kalır tepeleri dağların
Göçmen kuşları melekler öpse de alınlarından
Ayın ışığından onlara pay yok
Geceler hüzün kefenine sarılı
Nemli ve siyah basmadan mâtem elbisesi...
İsterim ki bu güz kumaşını giymesin henüz doğa
Zaman kilitlensin yaşadığım bu aya
Yazın parlak tenini soldurur katil kış
Hangi denize baksam kara
Işığı mahkûm etmiş gölgeler
Dalgalar bataklık, kumlar kuyu
Kovarken yaz mevsimini denizin suyu...
Keşke kış sakat bir cenin olsaydı
Hatta gözünü açmadan ölü doğsaydı
Ben ne kadar "Hep yaz olsun!" desem de
Her mevsim bir öncesini öldürür
Ölü kahramanlara doyamaz zamanlar
Beklerim üç mevsim sonrasını
Serçeler yine yaz mevsimini yazsınlar
Sıcak betonların üstünde horon teperek
Yazsınlar anılarını ışığın ortasına...
İşte benim zamanımdır o zaman
Ve zamanın karanlığı yendiği vakittir
Bahar kokar dişiler yeni yaza doğru
Sevgi emer yavrular annelerinden
Mevsimden mevsime dolaşan bir şiirdir güneş
En çok da benim zamanıma yakışır
Melankoliden uzak, nükteli deniz
Şakacıktan kıyıları gıdıklar
Üstün yetenekli karıncalar dolaşır çevrede
Gökkuşağının renk diliyle anlaşırlar
Sıradan bir şeymiş gibi
Ne kadar alçakgönüllü bir manzara
Hep bu pozda kalabilseydi dünya
Üç mevsime ve sana haksızlık ediyorum
Hepinizi geçmiş güne atarak
Hiç umurumda değil cancağızım
Sensiz sarhoşluğu keşfettim bugün sahilde
Güzellikleri fondip yaparak
14 Ağustos 2014
Müjgân Akyüz Dündar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder