11 Ocak 2024

1=ipegin erkeğe haram olması
2=altının erkeğe haram olması
3=zina yapanın taşlanaraköldürülmesi
4=erkek ve kadinin sunnet edilmesi
5=kabir azabi
6=zekatta kırkta bir oran
7=ölüye talkın vermek
8=61 gun oruç cezası
9=Din değiştirenin(Mürtedin), namaz kılmayanın,
 içki içenin, zina yapanın öldürülmesi diye bir şey yok

1.Peygamber (s.a.s.) altın ve ipeğin, ümmetinin erkeklerine haram, 
kadınlarına helal kılınmış olduğunu; bildirmiştir.
 (Müslim, Libas, 2; Tirmizi, Libas, 1; İbn Mace, Libas, 19) 
Dolayısıyla erkeklerin sadece ipekten mamul elbise vb. 
giysiler giymesi caiz değildir.

2=altının erkeğe haram olması
Abdullah bin Abbas’ın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) 
bir zatın elinde altından bir yüzük gördü ve
 onu parmağından çıkardı, attı. Daha sonra şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz ateşten bir kor alıyor da, onu eline koyuyor.”

Resulullah (a.s.m.) gittikten sonra orada bulunanlar
 yüzük sahibine, “Yüzüğünü yerden al da onunla faydalanırsın.” dediler. 
Fakat o zat, “Hayır, vallahi onu ebediyyen almam.
 Çünkü onu Resulullah (a.s.m.) attı.” dedi.2

Bu hâdisede iki husus dikkati çekmektedir. 
Birisi, Peygamberimiz (asm) yasaklamış olduğu ve 
dinen haram sayılan altın yüzük gibi bir şeyi sahabîsinin
 parmağında görmüş, “münker” sayılan bu durumu def etmek 
ve onun hiçbir şekilde kullanılmamasını anlatmak istemişti.
 Onu eliyle men etmeye gücü yettiği ve muhatabın da kırılmayacağını
 tahmin ettiği için, bizzat kendi eliyle yüzüğü çıkarıp atmıştır.
 Bu davranışıyla ayrıca erkeklerin altından yapılmış zinet 
eşyasını kullanmasının kesinlikle yasak olduğunu orada hazır
 bulunanlara anlatmış oluyordu.

O zatın yerdeki yüzüğü almamasının sebebi ise, 
hem Resulullaha olan hürmetinin bir ifadesiydi, 
hem de fakir bir Müslümanın onu alıp istifade etmesini 
temin düşüncesiydi. Nitekim daha sonra fakir bir sahabî
 onu almış ve bir ihtiyac

Eş’as İbn Suleym’in bir rivayetine göre,

“Resulullah bizleri altın yüzük yahut 
altın halka takınmaktan nehyetti.”3

Hz. Abdullah’ın rivayeti de şöyledir:

“Resulullah evvelâ altından bir mühür yüzük yaptırdı.
 Bunu takındığı zaman yazılı kaşını avucunun içine alırdı.
 Peygamberin elinde yüzük gören herkes 
kuyumculara koşarak bir altın yüzük 
yaptırıp parmaklarına taktılar.

Kısa bir müddet sonra Resulullah minber üzerine oturdu 
ve elindeki yüzüğü çıkardı. Müteakiben, 
‘Ben bu mühür yüzüğü takınıyorum. 
Yazılı kaşını da iç tarafta tutuyorum.’
 buyurdu ve bu yüzüğü elinden attı. Sonra da,

‘Vallahi bu altından mühür yüzüğü
 ebediyyen takınmam.’ buyurdu.
 Bunun üzerine parmaklarına altın yüzük
 takmış olan ahabîler de
 kendi yüzüklerini çıkarıp attılar.”4

Kaynaklar:

1. İbni Mâce, Libas: 19.
2. Müslim, Libas ve’z-zînet: 53.
3. Müslim, Libas ve’z-zînet: 2.
4. a.g.e.
5. Ebû Davud, Hâtem: 4.
6. Reddü’l-Muhtar, 5: 229.
7. Müslim, Libas ve’z-zînet: 15.
8. a.g.e.

(bk. Mehmed PAKSU, Helal – Haram)



3=zina yapanın taşlanaraköldürülmesi










Mesleğim mimarlık. 15 yıl mimar olarak çalıştıktan sonra öğretmenliğe geçtim. Hobi olarak resim, şiir, edebiyat, el işleri ile ilgileniyorum.

19 Aralık 2023

aykırı hadisler ilk 13

KUR’AN ‘A AYKIRI HADİSLER
KUR'anaki karşılığı bulunacak
 

1) Kadında, atta ve evde uğursuzluk vardır. [1995-6617-İbn Mace-1995/1993 c.17 s.218 /6617], [Buhârî-Müslim-Ebû Davud-Tirmizî-Nesâî] Bk. Kur’an-27/47 7/131

27/47  Cevap verdiler: «Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık.» 
Salih: «Size çöken uğursuzluk (sebebi) Allah katında (yazılı)dır. Belki siz imtihana çekilen bir kavimsiniz» dedi.


7/131. Fakat kendilerine iyilik geldiği zaman, işte bu bizim hakkımızdır, dediler, başlarına bir kötülük gelince de, 
işte bu Musa ile yanındakilerin uğursuzluğu yüzünden, dediler. İyi bilin ki, onların uğursuzluğu Allah katındandır. Lâkin çoğu bunu bilmezler.


2) Namazın önünden kadın, eşek, siyah köpek, Yahudi veya domuz geçerse namaz bozulur. [2732-Buhârî-Müslim-Muvatta-Ebû Dâvud-Tirmizî-Nesâî] [2743-[Müslim-Ebû Dâvud-Tirmizî-Nesâî-İbnu Mâce] [6237- Müslim-Ebu Davud-Tirmizi-Nesai-İbn Mace] Bkz. Kur’an-107/4-6

107/4=6   4.Vay haline o namaz kılanların ki,  5. Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler. 6. Gösteriş yaparlar onlar,


3) Erkeğe karısını niçin dövdüğü sorulmaz. [3299-Ebu Dâvud] Bkz. Kur’an-33/58

33/58  Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.


4) İnsanın insana secde etmesi uygun olsaydı, kadının kocasına secde etmesini emrederdim.[3293-Tirmizî] Bk. Kur’an-27/24

27/24 Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. 
Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için hidayete giremiyorlar.»


5) Kadınların akılları kıt ve dindarlıkları eksiktir. [3307-Ebu Dâvud-Müslim-Buharî-İbnu Mâce] Bkz. Kur’an-39/18 4/1 49/11

39/18 O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir.
 İşte temiz akıllılar da onlardır.

4/1 Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; 
kendi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’dan ve akrabalık (bağlarını kırmak)tan sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.

49/11 Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. 
Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, 
birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte bu kimseler zalimlerdir.



6) Cehennemdekilerin çoğu kadınlardır. [5374-Buhârî-Müslim-Nesâî-Muvatta-İbn Mace] [2075-Buhârî-Müslim] Bkz. Kur’an-7/179 72/15 33/35

7/179  Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. 
Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, 
fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir.

72/15 Ama yoldan çıkanlar, işte onlar cehenneme odun olmuşlardır.

33/35 Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, 
itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar, 
sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, mütevazi erkeklerle mütevazi kadınlar, 
sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar,
 ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlar,
 Allah’ı çok zikreden erkeklerle Allah’ı çok zikreden kadınlar var ya,
 işte onlar için Allah bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

7) Cennette en az kadınlar vardı. [3309-Müslim] Bkz. Kur’an-7/179

 Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. 
Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, 
fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. 
İşte bunlar hayvanlar gibidirler. 
Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir.


8 ) Kadınlar sizin yanınızda esirler gibidirler [3303-Tirmizî] Bkz. Kur’an-4/1 49/11
4/1 Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten 
Rabbinizden korkun; kendi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’dan ve akrabalık (bağlarını kırmak)tan sakının. 
Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.

49/11 Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. 
Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar.
 Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. 
İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte bu kimseler zalimlerdir.


9) Ey kadınlar, sizler cehennem odunusunuz. [3039-Buhârî-Müslim-Ebû Dâvud-Nesâî] Bkz. Kur’an-72/15

72/15 Ama yoldan çıkanlar, işte onlar cehenneme odun olmuşlardır.


10) Erkek bebeğin sidiğini temizlemek için birkaç kez su serpin; kız bebeğin sidiğini temizlemek için çitileyin. [3506-Buhârî-Müslim-Muvatta-Ebû Dâvud-Tirmizî-Nesâî] [3507-Ebû Dâvud] [527-6162-İbn Mace] Bkz. Kur’an-6/139 16/58 43/17

6/139 Dediler ki: «Bu hayvanların karınlarındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır».
 Eğer ölü doğarsa o zaman hepsi onda ortaktır.
 Bu nitelemelerinden dolayı Allah onların cezasını verecektir. Çünkü O hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.

16/58 Halbuki onlardan birine, kız doğum haberi müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolar, yüzü kapkara kesilir.

43/17 Onlardan biri Rahman olan Allah’a isnad ettiği kız çocuğu ile müjdelendiği 
zaman yüzü simsiyah kesilir de öfkesinden yutkunur durur.


11) Oğlan çocuğu için birbirine denk iki kurban, kız çocuğu için bir kurban gerekir. [3970-Ebû Dâvud-Tirmizî-Nesâî] Bkz. Kur’an-6/139 16/58 43/17

6/139 Dediler ki: «Bu hayvanların karınlarındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır». 
Eğer ölü doğarsa o zaman hepsi onda ortaktır. 
Bu nitelemelerinden dolayı Allah onların cezasını verecektir. Çünkü O hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.

16/58 Halbuki onlardan birine, kız doğum haberi müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolar, yüzü kapkara kesilir.

43/17 Onlardan biri Rahman olan Allah’a isnad ettiği kız çocuğu ile müjdelendiği zaman 
yüzü simsiyah kesilir de öfkesinden yutkunur durur.

12) Erkeklere kadınlardan daha zararlı fitne bırakmadım. [3308-Buharî-Müslim-Tirmizî] Bkz. Kur’an-4/1 49/11

4/1 Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp 
ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; 
kendi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’dan ve akrabalık (bağlarını kırmak)tan sakının. 
Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.

49/11 Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. 
Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. 
Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. 
İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte bu kimseler zalimlerdir.



13) Kadın bir günlük yola mahremi olmadan seyahat edemez. [2194-Buhârî-Müslim-Muvatta-Ebû Dâvud-Tirmizî-] Bkz. Kur’an-33/35

33/35 Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, 
itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar, 
sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, mütevazi erkeklerle mütevazi kadınlar, 
sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar,
 ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlar,
 Allah’ı çok zikreden erkeklerle Allah’ı çok zikreden kadınlar var ya, 
işte onlar için Allah bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

14 Şubat 2023

Gesi Bağlarında Dolanıyorum

Gesi Bağlarında Dolanıyorum


Kayseri-Ahmet Gazi Ayhan-Muzaffer Sarısözen


(Of) Gesi Bağları'nda Dolanıyorum
Yitirdiğim Yarimi Aman Aranıyorum
Bir Çift Selamına Güveniyorum

Gel Otur Yanıma Hallerimi Söyleyim
Halimden Bilmiyor Ben O Yari Neyleyim

(Of) Gesi Bağları'ndan Gelsin Geçilsin
Kurulsun Masalar Rakı Konyak İçilsin
Herkes Sevdiğini Alsın Seçilsin

Atma Anam Atma Şu Dağların Ardına
Kimseler Yanmasın Anam Yansın Derdime

(Of) Gesi Bağları'nda Üç Top Gülüm Var
Hey Allah'tan Korkmaz Sana Bana Ölüm Var
Ölüm Varsa Şu Dünyada Zulüm Var

Gel Otur Yanıma Hallerimi Söyleyim
Halimden Bilmiyor Ben O Yari Neyleyim



Mustafa Kayseri’nin Gesi ilçesinde yaşayan yoksul bir ailenin oğludur. Her yıl olduğu gibi bu yılda İstanbul’a gidecek, yazın çalışıp kazanacak ve kışın ailesiyle yiyecektir. Biner kara trene ve varır İstanbul’a. Oldukça zor ve parasız geçen haftaların ardından bir bina inşaatında işe başlar. O kadar becerikli ve çalışkandır ki, inşaat sahibinin dikkatini çeker. Aylarca çalışıp para kazandıktan sonra inşaat sahibi çeker Mustafa’yı ve ona evli olup olmadığını sorar. Evli olmadığını öğrendiğinde ise Annesiyle yaşayan Leyla’yı önerir Mustafa’ya. Leyla annesi ve 5 kardeşiyle yaşayan yoksul bir ailenin güzeller güzeli kızıdır. Mustafa’yla tanıştıktan sonra Leyla, Mustafa’nın memleketi Kayseri’ye gitmeye ikna olur. Gez zaman git zaman Mustafa ve Leyla Gesi’de bulunan Mustafa’nın ailesinin yanına yerleşirler. Ancak Leyla İstanbul’dan sonra buraya alışamaz. Mustafa’nın kız kardeşleri ve anası Leyla’yı bir türlü sevemez ve ona kötü davranırlar. Bunu farkeden Mustafa ise “Sık dişini birkaç mevsim sonra İstanbul’a gideceğim ve iş bulacağım. Sonrada bir ev bulunca seni yanıma alacağım ve İstanbul’da yaşayacağız” der Leyla’ya. Zaman geçer Mustafa İstanbul’a gider, Leyla’da başlar beklemeye. Ama Mustafa’dan bir türlü güzel haber gelmiyor, Mustafa’nın anası ve kardeşleri sürekli Leyla’ya baskı yapıyordu. Bir süre sonra Leyla, İstanbul’da birlikte yaşadığı anasının da ölüm haberini alınca yıkılır ve bu türkünün sözlerinin de geçtiği ağıdı yakar;




Mesleğim mimarlık. 15 yıl mimar olarak çalıştıktan sonra öğretmenliğe geçtim. Hobi olarak resim, şiir, edebiyat, el işleri ile ilgileniyorum.

Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri


Kırşehir-Muharrem Ertaş-TRT İstanbul


Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri,
Ağır Ağır Giden Eller Bizimdir.
Arap Atlar Yakın Eder ırağı,
Yüce Dağdan Aşan Yollar Bizimdir.


Belimizde Kılıcımız Kirmani,
Taşı Deler Mızrağımın Temreni.
Hakkımızda Devlet Etmiş Fermanı,
Ferman Padişahın,Dağlar Bizimdir.

Dadaloğlu'm Birgün Kavga Kurulur,
Öter Tüfek Davlumbazlar Vurulur.
Nice Koçyiğitler Yere Serilir,
Ölen Ölür, Kalan Sağlar Bizimdir.


Hikayesi



Avşarlar, XIX. yüzyılda Güneyde yazın Zamantı Çayı kıyılarında, kışın da Çukurova’da Ceyhan nehrinin sol kıyısında yaşayan Türk oymağıdır. Bu yüzyılda Anadolu’yu gezen Avrupalılar, yoksul fakat asil ruhlu ve namuslu olarak vasıflandırdıkları Türk milletinin ölmekte, fena idareciler elinde mahvolmakta olduğunu söylüyorlardı. Yine bu seyyahlara göre, aynı ülkede yaşayan hıristiyanlar ise müreffeh bir hayat sürmekte, Türklerin nüfusunun azalmasına karşılık onlarınki gittikçe çoğalmakta idi. Bu şartlar birçok oymakların olduğu gibi Avşarların da kovgunlar yapıp, ticaret kafilelerini soymalarına sebeb oluyordu. Fakat Tomarza’daki Ermeni piskoposunun Moltke’ye söylediği gibi Avşarlar da baştan başa haydutlardan mürekkep bir oymak değil idi. Aralarındaki ipsiz ve sapsızlar kendi oymak halkının da düşmanı olup onlar tarafından da takip olunuyorlardı. Bu devir, Avşarlar’ın al vur devri olarak tanımlanır.

Bu sıralar birçok oymaklar gibi devletin iskan emirlerini dinlemezler. Kendilerinden yaylak yurtlarında devamlı olarak kalmaları istenir. Buna karşı çıkarlar. Bunun üzerine Çukurova’daki bütün yolsuzlukları ve aksaklıkları ortadan kaldırmak üzere Cevdet Paşa’nın kurup Derviş Paşa kumandasına verdiği Fırka-i İslahiyye 1865 yılında onları yaylak ve kışlaklardan birinde yerleşmeğe mecbur eder. Avşarlar Tecirli ve Cerit gibi oymakların aksine yaylakta yerleşmeyi kabül eder ve bu kararları Fırka-i İslahiyye’nin ileri gelenlerince de kabül edilir. Ne yazık ki o sıralar bunların kabül ettikleri yaylaklarına Kafkasya’dan muhacır olarak gelen Çerkesler yerleştirilirler. Avşarlar bu sebepten verimsiz ve dağlık dar topraklarda yerleşmek zorunda kalırlar. Yoksul Türk köyleri arasında katılırlar. (Ağıtlarındaki içlilik bu çaresizliğin ifadesidir) İşte bizim Dadaloğlu’ya ait bozlağımız Avşarların o al vur devrine ait güzel bir oymak türküsüdür.





Mesleğim mimarlık. 15 yıl mimar olarak çalıştıktan sonra öğretmenliğe geçtim. Hobi olarak resim, şiir, edebiyat, el işleri ile ilgileniyorum.

16 Ocak 2023

Tablo çalışmaları













































Mesleğim mimarlık. 15 yıl mimar olarak çalıştıktan sonra öğretmenliğe geçtim. Hobi olarak resim, şiir, edebiyat, el işleri ile ilgileniyorum.

11 Ekim 2022

Ciao Bella Orjinali ve İspanyolca Türkçe Çevirisi

Ciao Bella Orjinali ve İspanyolca Türkçe Çevirisi



Ciao Bella Orjinal Sözleri



Ciao Bella



Stamattina mi sono alzato,

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

Stamattina mi sono alzato

E ho trovato l’invasor.


O partigiano portami via

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

O partigiano portami via

Che mi sento di morir.


E se io muoio da partigiano

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

E se io muoio da partigiano

Tu mi devi seppellir.


E seppellire lassù in montagna,

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

E seppellire lassú in montagna

Sotto l’ombra di un bel fior.


E le genti che passeranno

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

E le genti che passeranno

Mi diranno o che bel fior.


E’ questo il fiore del partigiano

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

E’ questo il fiore del partigino

Morto per la libertà.


E’ questo il fiore del partigiano

Morto per la libertà.


*******




Ciao Bella Türkçe Çeviri




Hoşçakal Ey Güzel




Bir sabah uyandığımda

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

Bir sabah uyandığımda

İşgalcileri buldum yanı başımda


Ey partizan beni de götür oraya

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

Ey partizan beni de götür oraya

Bende ölmek istiyorum orada


Eğer ben ölürsem partizanca

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

Eğer ben ölürsem partizanca

Beni gömmelisin


Gömmelisin dağın en tepesine

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

Gömmelisin dağın en tepesine

Güzel bir çiçeğin gölgesinin altına


Oradan geçenler

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao,

Oradan geçenler

Diyecekler bana ” ne güzel çiçek “


Bu bir partizanın çiçeği

o bella ciao, bella ciao, bella ciao ciao ciao

Özgürlük için ölen

bir partizanın çiçeği


Özgürlük için ölen

bir partizanın çiçeği




(Ciao Bella Türkçe Çeviri Engin YILMAZ)


********





Ciao Bella İspanyolca Çeviri




Esta mañana me he levantado

O bella ciao, bella ciao, bella ciao, ciao, ciao.

Esta mañana me he levantado

y he descubierto al invasor.


¡Oh! Partigiano, me voy contigo.

O bella ciao, bella ciao, bella ciao, ciao, ciao.

¡Oh! Partigiano, me voy contigo

porque me siento aquí morir.


Y si yo caigo, en la guerrilla.

O bella ciao, bella ciao, bella ciao, ciao, ciao.

Y si yo caigo, en la guerrilla,

tú me debes sepultar


Cava una fosa en la montaña.

O bella ciao, bella ciao, bella ciao, ciao, ciao.

Cava una fosa en la montaña

a la sombra de una flor.


Así la gente cuando la vea.

O bella ciao, bella ciao, bella ciao, ciao, ciao.

Así la gente cuando la vea

gritará ¡Revolución!


Esta es la historia de un guerrillero,

O bella ciao, bella ciao, bella ciao, ciao, ciao.

Esta es la historia de un guerrillero,

muerto por la libertad.


…Será la flor de un guerrillero,

muerto por la libertad.

Muerto por la libertad.




27 Ağustos 2022

Kuşkonmaz Camisine neden kuş konmuyor




MİMAR SİNAN NEDEN GELMİŞ GEÇMİŞ MİMARLARIN EN BÜYÜĞÜDÜR?
Mimar Sinan yaklaşık 500 yıl önce yaşamış ve sayısız eserler yapmış bir mimardır. Bunların tümü halen ayaktadır. Dünya durdukça da ayakta kalacakları kuşkusuzdur. Hiçbirinin eşi ve benzeri yoktur. Her eserin yapımında yeni ve farklı bilgilerden, tekniklerden, malzemeden yararlanmıştır.
İşte Üsküdar'da yaptığı Kuşkonmaz Camii de onun eşi ve benzeri olmayan eserlerinden biridir.
Bu caminin yapımının çok ilginç bir öyküsü bulunmaktadır. Şimdi gelin bu ilginç öyküyü birlikte okuyalım.
Üsküdar'da sahil şeridinde bulunan Kuşkonmaz Camii, 1580 yılında Şemsi Ahmet Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldı.
Fazlasıyla titiz bir kişi olan Şemsi Ahmet Paşa, Sokullu Mehmet Paşa ile rekabet halindeydi. Zaman zaman şakayla karışık atışırlardı.
Bir gün camilerle ilgili sohbet anında Şemsi Ahmet Paşa, Sokullu'ya ithafen der ki: "Efendim bir cami yaptırmışsınız. Ama kuşlar caminizi kirletmiş, pisletmişler." Sokullu da, "Efendim, Allah'ın yarattığı mahlukattır. Olur böyle şeyler der." O gün sohbet meclisinde konu kapanır.
O an kapanır ancak, gün gelir Şemsi Ahmet Paşa da bir cami yaptırmak ister. Hatırına ise o sözleri gelir. Şemsi Paşa, "Eyvah" der. "Ne yapacağız?"
İşte o zaman soluğu Mimar Sinan'ın yanında alır, tükürdüğünü yalamamak için böyle bir ricada bulunur.
Mimar Sinan'a gider der ki, "Efendim böyle bir cümle ifade ettik. Üzerinde kuşların uçmayacağı bir semt var mıdır?"
Mimar Sinan bunun üzerine pek çok araştırma yaptı, rüzgar ve dalgaları hesap ederek çözümü buldu. Bunun için:
* Kuşların, rüzgarların yönünden etkilenmesi nedeniyle camiyi kuzey ve güney rüzgarlarının kesiştiği bir noktaya inşa etti.
* Sadece rüzgardan faydalanmadı Mimar Sinan, dalgaları da kullandı. Nasıl mı?
Kuzey ve güneyden gelen rüzgarların kesiştiği, dalgaların kıyıyı dövdüğü bir noktada çıkan titreşim seslerinden kuşların rahatsız olacağını düşünen Mimar Sinan, sahilin kıyısındaki yeri tespit etti ve böylelikle caminin yapımına başlandı.
Caminin olduğu konumda rüzgar hiç bir zaman eksik olmuyor, iki farklı rüzgar tam bu yerde çakıştığı için kuşlar oraya iniş yapamıyor. Tam 500 yıldır bu caminin üzerine kuş konmuyor. Daha doğrusu, kuşlar bu caminin üstüne konamıyor.
İŞTE MİMAR SİNAN'IN DEHASI, BÜYÜKLÜĞÜ VE USTALIĞI BURADA YATMAKTA; BİR BAŞKA DEYİŞLE, ONUN BÜYÜKLÜĞÜ, ESERLERİNİN YAPIMINDA SIRTINI BİLİMSEL VERİLERE DAYAMIŞ OLMASINDAN KAYNAKLANMAKTADIR.

1=ipegin erkeğe haram olması 2=altının erkeğe haram olması 3=zina yapanın taşlanaraköldürülmesi 4=erkek ve kadinin sunnet edilmesi 5=kabir a...